|
 |
 |
 |
  |
|
Gıda harcaması 2.7 kat arttı
1987'de 85.3 milyar $'lık milli gelirin 24 milyar $'ını, geçen yıl 298.3 milyar $'ın 65.6 milyar $'ını gıdaya harcadık. Krizde gıda harcamaları düştü. Ortalama harcama 731 $ oldu.
Türkiye'nin son 20 yılı krizlerle geçti. Batan bankalar, aracı kurumlar, çöken borsa, yükselen dolar ve faizler kimilerini zengin etti, kimilerini bir günde iflas ettirdi. Ancak tüm bu olumsuzluklardan en az etkilenen harcama hiç kuşkusuz ihtiyaçlar hiyerarşisinin en altında bulunan gıda ve içecek. Türkiye'de de tüm dünyada olduğu gibi ekonominin refah dönemlerinde artan tüketim harcamaları krizlerin olduğu yıllarda düşüyor. Eski adı Devlet İstatistik Enstitüsü, yeni adıyla Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı 1987 bazlı milli gelir istatistikleri bu yöndeki gelişmeyi rakamlarıyla açık açık ortaya koyuyor. Cari fiyatlarla açıklanan gayri safi milli hasıla (GSMH) verilerini dolara çevirerek yapılan hesaplamaya göre Türkiye'de son 17 yıllık zaman diliminde milli gelir 3.5 kat arttı. 1987 yılında 85.3 milyar dolar olan GSMH, aradan geçen 17 yılda 300 milyar dolara yaklaştı.
GELİRDEN YAVAŞ BÜYÜDÜ Milli gelire harcamalar cephesinden bakıldığında ise gıda harcamalarının 17 yılda milli gelirden daha düşük bir performansla 2.7 kat arttığı gözlendi. Bu verilere göre Türkiye, 1987 yılında yarattığı 85.3 milyar dolarlık milli gelirinin 24 milyar dolarını gıda için harcadı. İlerleyen yıllarda gıda harcamaları düzenli sayılabilecek şekilde arttı. Geçen yıl ise tepe noktasına ulaştı: Türkiye'de 298.3 milyar dolar olarak hesaplanan GSMH'nin 65.6 milyar doları gıdaya harcandı. Ancak rakamlar düzenli artış eğiliminin kriz dönemlerinde özellikle 1994 ve 2001 krizlerinde sekteye uğradığını gösteriyor. Kriz tüketicinin diğer harcamalarda olduğu gibi boğazından da kıstığını söylüyor. 1994 krizinden bir yıl önce 46 milyar dolarlık gıda harcaması yapan tüketicilerin harcamaları, krizde 33 milyar dolara kadar geriledi. 2000 yılında ise 51.9 milyar dolar gıda harcaması yapan tüketici, krizin yaşandığı 2001'de boğazından kısarak harcamalarını 37.7 milyar dolara kadar düşürdü. Yine TÜİK verilerinden yararlanarak bu hesabı kişi başına ortalama harcama düzeyine çevirdiğimizde şu sonuçlar ortaya çıktı:
* Son 17 yılda kişi başına düşen milli gelir 2.6 kat artarak bin 623 dolardan 4 bin 172 dolara yükseldi.
* Söz konusu dönemde kişi başına düşen gıda harcamalarındaki artış ise 2 katta kaldı. 1987 yılında bir tüketicinin gıda için harcadığı tutar 457 dolarken, rakam, 2004 sonu itibariyle 914 dolara yükselerek rekor kırdı.
* 1990 yılından bu yana zig zaglar çizmesine karşın ortalama 731 dolar oldu. İşin ilgici; gıda harcamalarının 1990-1999 arasındaki yıllarla 2000-2004 yılları arasında hemen hemen aynı olması. Hatta 1990'lı yıllarda küçük de olsa daha fazla artması. 1990'larda 734 dolar olan ortalama gıda harcaması 2000-2004 arasında 726 dolar olarak hesaplandı.
* Harcamalar tıpkı milli gelir rakamlarında olduğu gibi doğal olarak kriz dönemlerinde dibe vurdu. Ancak ilginç bir şekilde Türkiye'nin son iki büyük krizinde, yani 1994 ve 2001 krizlerinde, kişi başına gıda tüketimi 770 dolar düzeyinde 550 dolarlara kadar geriledi. Biraz daha açacak olursak; 1993'te 772 dolar olan ortalama gıda harcaması, 1994 krizinin yaşandığı yıl 553 dolara geriledi. Sonraki yıl ise tekrar eski düzeyine geldi.
2001'DE 550 DOLARLIK YEDİK 2001 krizinde de rakamlar neredeyse aynı. Kriz öncesi olan 2000 yılında 769 dolar olan ortalama gıda harcaması, 2001 yılında 550 dolara düştü. Sonraki yılda ise tekrar yükselişe geçerek hızla arttı.
* Son 17 yılda en yüksek kişi başına düşen gıda harcaması geçen yıl yapıldı. Bu artışta ekonomide kriz sonrası yakalanan olumlu performansın yarattığı rahatlamanın yanında dolar kurunun düşmesi de önemli rol oynadı. Ancak yine de 2004 yılı Türkiye'de kişi başına düşen gıda harcamalarının ilk kez 900 dolar sınırını aşarak 914 dolardan tamamlamasını sağladı. Bundan önceki en yüksek düzey 863 dolarla 1998 yılı oldu. En az gıda harcaması ortalama 419 dolarla 1988 yılında yapıldı.
TARIK YILMAZ
|
|
|
|
 |
DİĞER HABERLERİ |
 | Bakkal amcadan hipermarkete | 2005'te iki büyük evlilik! | Rekabet sarhoş etti | Güvenlik krizi tadımızı kaçırdı | Zorlandık ama inancımızı yitirmedik | Yavaşlamak düşmek demektir | Organizenin payı halâ çok düşük | 50 yıldır buradayız, en hızlı büyüyenler arasındayız | Türkiye'nin koşulları yordu, ama artık rahatız | AB'ye hazırız, artık ihracata yükleneceğiz | Kahve tiryakisi oldular | Gıda denetimi için yeterli eleman yok | 60 yaşımızı tamamladık ama hâlâ genç bir grubuz | Gıda mühendislerinin iş sorunu olmayacak | Kiler her şehirde olacak | Artık teknoloji emrimizde | Bisküvi ve çikolatayla başladık 100 ülkeye ihracat yapıyoruz | Ambalajlı ürün payı arttı gıdada ürünler çeşitlendi | Bir alışveriş merkezi yılda 18 bin ziyaretçi ağırlıyor | Küçüğüm, onun için ucuzum | Alkollü içeceklerde önce evrim, sonra devrim oldu | Çayda radyasyon, gıdada hormonu tartıştık | Pasta büyüdü devler gıdaya yöneldi | Tüketici yine kazanacak | Hem gıdada hem perakendede büyüdü | Onlar hastalandı, biz korktuk | Yeni kategorilerle atağa kalktı | Sadece üretmek yetmez, pazarı büyütmek gerek | Ülker Holding | Kooperatif döneminden modern mağazacılığa geçtik | 3.9 trilyon $'lık sektörde Türkiye'nin önemi artıyor | AB, sofralarımızı değiştirecek | Tansaş 20, Gima 49'unda devlerle evlendi | |
 |
|
 |
|