Son seçimlerin sonuçları da gösterdi ki Türkiye'de medyanın seçmenle, yani toplumun oy veren kısmıyla, tanışma süreci halen devam ediyor.
Seçimden önce yapılan binlerce haber ve yorumun artık çöp hükmünde olmasından anlıyoruz ki toplumun nabzı ve medyanın nabzı birbirinden çok farklı atıyor. Derin bir uçurum.
Bu minvalde anket şirketlerinin yaşadığı fiyaskoyu da doğru irdelemekte yarar var. Hiçbir şirket seçim sonuçlarını doğru biçimde tahmin edemedi. Bu da bizim bu köşede birkaç kez dikkat çektiğimiz bir meseleyi tekrar gündeme getiriyor.
Anketler sınırlı sayıdaki insanla görüşülerek hazırlanır ve bütün bir toplumun değil kendisiyle anket yapılanların o anki görüşünü yansıtır. Anketleri bilimsel bir gerçeklikmiş ve kesinlikmiş gibi sunmak, anket sonuçlarından iddialı manşetler çıkarmak hem gazeteciyi hem de okuru yanıltır. Üstelik gülünç duruma düşme riski de mevcut. İşte tam da bu yüzden anket sonuçlarını yayımlama konusunda etik kurallara harfiyen uymak gerekiyor.
Umarım bu hatalar herkes için bir ders olmuştur.