Hayata bu kadar değer verişimiz değil mi ki ölüm nedeniyledir.
Cumartesi günü Ankara garının hemen önünde bombalar patladı. Canımızdan can aldı. İnsanlarımız yaralandı. Yakın tarihimizin en büyük terör saldırılarından biriydi bu. Başımız sağ olsun.
Hep birlikte yas tutmamız gereken günlerdeyiz. Fakat yasımız bizi gerçekleri araştırmaktan ve okurlarla paylaşmaktan alıkoymamalı. Etik ilkelere uygun davranmaktan da...
İşte bu ilkelerden bazıları:
Terör haberlerine yer vermemek okurlarda ve kamuoyunda şüphe oluşturur. Haberler hızlı, doğru ve tam bir biçimde verilmelidir.
Terör kurbanlarının ve yakınlarının acılarına saygı gösterilmeli, onları metalaştıran ya da rencide etme ihtimali olan bir üslup kullanılmamalıdır.
Akıl ve sağduyunun yerini öfke ve nefret almamalı, medya kuruluşları kutuplaştırıcı, ötekileştirici, ayrıştırıcı yayınlar yapmamalıdır.
Ciddi bir araştırma ve incelemeye dayanmayan hiçbir haber yayımlanmamalı; olayın nedenleri, failleri gibi konularda spekülasyon yapılmamalıdır.
Haberlerde kullanılan dil ve fotoğraflar ajite edici, korkutucu, umutsuzluğa sürükleyici ve dehşete düşürücü olmamalıdır.
Bu ilkelere dikkat etmezsek farkında olarak ya da olmayarak terörün amacını gerçekleştirmesine yardım etmiş oluruz.
Yapmayalım. "Medya teröristlerin en iyi arkadaşıdır" diyen Laquer'i haklı çıkarmayalım.