NEBİ MİŞ

‘Temiz yerel yönetim’ vaadine ne oldu?

CHP, 1989 yerel seçimlerinde (o zamanki adıyla SHP), seçim kampanyasında "siyasi ahlak" sloganını kullanmış ve seçmene "temiz yerel yönetim" vaadinde bulunmuştu. Söz konusu seçimlerde de sekiz büyükşehirden altısını kazanmıştı.
Ancak çok geçmeden, 1993'te İstanbul'da İSKİ skandalı patlak verdi ve Türkiye tarihinin en büyük yolsuzluklarından biri ortaya çıktı.
İSKİ Genel Müdürü Ergun Göknel'in eşi, kocasının kendine yaptıklarını içine sindiremeyerek gazetecilere yolsuzluklarını şikâyet etmişti.
Görev sürecinde Ergun Göknel, paravan şirketler kurulmasını sağlamış, bu şirketler İSKİ'nin açtığı klor alımı ihalelerine girmiş ve değerinin katbekat fazlasına klor alımı gerçekleştirilmiş gibi gösterilerek büyük menfaat elde etmişti. Ayrıca açılan soruşturma ile birlikte İsviçre ve ABD'de gizli hesaplar ortaya çıkmıştı. O dönemde ortaya çıkan yolsuzluğun CHP siyasetine ve dolayısıyla Türkiye siyasetine uzun dönemli etkilerini daha önce farklı yazılarda analiz etmiştim. Geçmişi kısaca tekrar hatırlatmamın nedeni şu: "Temiz yönetim" vaadinden İSKİ skandalına giden süreç, sıradan bir yolsuzluk değildi. Üzerine analizler yazıldı. O günden bugüne CHP'nin yerel yönetim geleneği konuşulduğunda, İSKİ skandalı tarihi bir dönüm noktası olarak hatırlanır.
Gelelim bugüne...
2019 ve 2024 yerel seçimlerinde CHP, kampanyasında, "temiz belediyecilik", "siyasi ahlak", "kayırmacılıktan kaçınma" ve "liyakat" gibi sloganları öne çıkardı. Seçimlerden başarılı çıkılınca "1989 ruhu"nun CHP'ye geri döndüğü söylendi. Bu söylem daha çok seçim heyecanı ve başarısına atıfla kamuoyu önünde dile getirildi.
"1989 ruhu", özellikle 2019 yerel seçimlerinin ardından kamuoyu önünde olumlu olarak lanse edilse de, söz konusu dönemin bir rüşvet skandalı ile sonlanmasından dolayı CHP'nin en azından bir kısım siyasetçisi yeni dönem için endişelenmişti. Endişenin kaynağının ne olduğunu söylemeye gerek yok. Uzun dönemli iktidara gelememiş bir parti olarak CHP'nin içinde yerel yönetimlerde rant paylaşımından dolayı kavga çıkabilirdi.
Bu tür skandalları önlemek için 26 Temmuz 2019'da dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimi kazanan belediye başkanlarını Afyon'da kampa aldı. Bu kampın kamuoyuna açıklanan kısmında, CHP'nin seçilmiş belediye başkanlarına "uymaları gereken 7 şartı" içeren bir liste verilmişti.
Bu 7 şartın içinde, "Harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz", "İhaleler başta olmak üzere her konuda şeffaf olacaksınız", "Liyakat esasına uyacaksınız" gibi kurallar vardı. Kamuoyuna bunlar açıklandı. Ama iki gün süren kampta içeride başka nelerin konuşulduğunu pek bilmiyoruz. Kapalı tartışmalarda, "Rant paylaşımında kendi aranızda kavga etmeyiniz" denmiş midir, onu da bilmiyoruz. Dense bile bugün buna uyulmadığını görüyoruz! İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve CHP'li başkanı üzerinden yürüyen bir yargı süreci var. 100'ün üzerinde kişi gözaltına alındı. Bir kısmının yurtdışına kaçtığı anlaşıldı. Savcılığın süreçle ilgili açıklamasında, "ihaleye fesat karıştırma" suçlamasından "nitelikli dolandırıcılığa", "işadamları ile hareket ederek haksız kazanç sağlamaktan" "işadamlarını para vermeye zorlamaya" kadar çok ağır iddialar var. Yargı süreci devam ediyor. Dosyanın içeriği şu an bilinmiyor. Bu mesele haklı olarak kamuoyunda farklı yönleri ile tartışılacaktır. Tartışılmasında, bazı hususlara itiraz edilmesinde bir beis yok.
Ancak CHP'nin bu süreci "darbe" olarak nitelendirip milleti sokağa davet etmesi sorunlu bir yaklaşım. Hukuk ve yargının konusu olan bir mesele sokakta çözülmez. Yargı süreçlerinde bir hata olursa, er ya da geç adalet tecelli eder. CHP yönetimi sonuçta seçimlerin ardından belediye başkanlarına uyulması gereken 7 kuralı şart koşmuştu. "Liyakat", "şeffaflık", "temiz belediyecilik", "kayırmacılıktan kaçınma" vaat etmişti.
Dolayısıyla muhalefetin ve CHP yönetiminin panik yapmasına gerek yok. Başkan ve yönetimi bu kurullara uyduysa, yargılama sonucunda aklanır. Aklanırsa siyasi olarak güçlenerek çıkar. Ama bu kurallara uymadı ve yargının iddiaları doğru ise bu skandalı CHP'nin aşırı sahiplenmesinin siyasi maliyeti de yüksek olur. CHP'nin bir önceki başkanı en başta bu kurallara uymayanı "kulağından tutup" partiden atma sözü vermişti. Kurumlarda devamlılık esastır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.