YENİ TÜRKİYE'YE MEKTUP - MODA
BAHAR KORÇAN (Moda tasarımcısı)
Hayatın kendisi keskin oyun. Beklenmedik anlarda keskin bıçaklar gizli ki, o keskinlik bizi motive eden güç aslında. Kendine inanmak, motivasyonun en önemli kısmı. Yolunuza inandığınızda, hedefi daha rahat belirleyebiliyorsunuz. Esas meselenin de hedef değil süreç olduğunu öğreniyorsunuz. Tüm olumsuzlukların üst üste yığıldığı ve kendimi alansız hissettiğim bir dönemde, çıkışı tam o en dip noktasında bulduğumu hatırlıyorum. Dipler önemlidir. Dibe varmak zorlu bir süreçtir. Dip noktasına vardığında, basıp tekrar yukarı çıkmak için kuvvet alırsın. Oksijene ancak böyle ulaşırsın. Hayatın güzelliği de burada bence. Yüzeyler, dipler, keskin yaralar ve geride kalan kazanç ise tüm bunlardan öğrendiklerimiz. Hepsi bu... İnsan olduğumuzu unutmadan gerçekleşen tüm hayatlara saygım sonsuz. İnsanlığımızı unuttuğumuzu gördüğümde yapabileceğim tek şey nötr alanda her insanın, her toplumun, her milletin kendi yolcuğunda öğreneceklerini izlemek. Birey ve toplum tıpkı bir yumak gibi iç içe soluk alan bir yapı. Ayrıştığımızı zannetsek de aslında biriz. Tek bir yapının değişken parçalarıyız. Hassas dengeler üzerinde ilerleyen bir denklem bu. Öylesine hassas denklem ki, bir parçası ağır bastığında diğer alanlarda yapı bozuluyor. Saygı duymak, empati kurmak ve çözüm odaklı bakış açısının değişmezi. Dediğim gibi neticede aynı türün varlıklarıyız. İnsanız ve tek bir dünyada yaşıyoruz. Aslında sınır diye çizdiğimiz kırmızı çizgiler yok gerçek dünyada. Kuşlar gibi özgürce uçtuğumuzu düşünün... Pasaport gerekmeden. Ya da çevre şartları zorladığında, başka diyarlara gitmek zorunluluğu olduğunda göçmen diye damga yemeden... Bu anlamda milliyetçilik bana insanlığımı unutturmamalı diyorum. Aksine üstünde yaşadığımız toprak aynı, aynı havayı soluyoruz ve aynı sudan içiyoruz. Bu anlamda geleceğe baktığımda Türk toplumu için dileklerim aslında çok sade: özünde olan iyi insan olma potansiyelini unutmadan, kendinden olmayana empatiyle, doğaya saygıyla ve hiçbir zaman sevginin anlamını kaybetmeden yaşamak! Daha çok hayal kurun, daha çok okuyun, yolculuklarınız önce kendinize olsun. Daha açık yürekli, daha derin düşünceli, daha empatik, doğaya daha daha çok saygılı ve ne olursa olsun sınırsız akıl, mantık, şuur üçgenini kurarak sevgi diliyorum. Açık yürekli açık akıllı, insan olduğumuzu unutmadan, yargılamadan yaşamayı seçebilmiş ve gülümseyen bir Türkiye...
Olduğum alan,
Doğduğum toprak,
Büyüdüğüm mahalle,
Öğrendiğim sıralar,
Yürüdüğüm tanıdık yollar,
Kazandığım kariyer,
Çizdiğim binlerce kağıt,
Konuştuğum aynı lisan,
Neticede hepimiz aynıyız.
İNSAN...