Oluşturma Tarihi 26 Eylül 2022 08:37
Son Güncelleme Tarihi 26 Eylül 2022 08:37
İngiltere'de yeni Başbakan Liz Truss'un agresif vergi kesintilerini öngören paketinin enflasyonu daha da tetikleyeceği endişesi ve Fed'in sert faiz artış patikasına girmesiyle düşen sterlin haftaya dolar karşısında rekor düşük seviyeyle giriyor.
Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng haftasonu, vergi kesintileri planını kastederek "daha fazlası yolda" açıklaması yapmasıyla sterlin Asya'da yüzde 5 civarında değer kaybederek 1,0350 dolar ile rekor düşük seviyeye geriledi.
Kwarteng Cuma günü 45 milyar sterlinlik vergi kesintisi açıklamıştı. Paket, kurumlar vergisinde indirimin yanısıra en zengin kesimden alınan vergilerde ve finansal karlardan alınan vergilerde büyük indirimler öngörüyordu. 1980'lerdeki indirimlerin aksine Kwarteng'in planı büyük oranda borçlanma ile finans edilecek.
STERLİNİN ÇÖKÜŞÜ PİYASALARDA İNGİLTERE FİNANSINA OLAN GÜVENSİZLİĞİ TETİKLİYOR
Plan bu yönüyle, İngiltere Merkez Bankası'nın enflasyonla faiz artışlarıyla mücadele ettiği ve borçlanma maliyetlerinin arttığı bir dönemde açıklanarak yatırımcıları memnun etmemişti. Saxo Capital Markets Stratejisti Jessica Amir "Sterlinin çöküşü piyasaların İngiltere'nin finansal gücüne olan güvensizliğini gösteriyor. Sterlinin pariteye gerilemesine çok az kaldı ve durum bu noktadan daha da kötüleşeceğe benziyor" yorumunu yaptı.
ESKİ ABD HAZİNE BAKANI'NDAN STERLİN ANALİZİ
Eski ABD Hazine Bakanı Lawrence Summers, geçen hafta yaptığı değerlendirmede sterlinin dolar karşısında paritenin altına gelebileceği uyarısında bulunmuştu.
Summers, yeni göreve gelen İngiltere Başbakanı Liz Truss tarafından benimsenen ekonomi politikalarını, sterlinin ABD doları ile pariteyi geride bırakması için koşullar yarattığı gerekçesiyle eleştirmişti.
Verdiği röportajda, "Bunu söylemek beni çok üzüyor, ancak İngiltere gelişmekte olan bir ülke gibi davranarak kendisini batmak üzere olan bir ülkeye dönüştürüyor" diyen Summers, "İngiltere'nin ekonomi politikaları uzun zamandır herhangi bir büyük ülkenin izlediği en kötü makroekonomik politikalar olarak hatırlanacak" değerlendirmesinde bulundu.