Oluşturma Tarihi 05 Aralık 2024 15:17
Son Güncelleme Tarihi 05 Aralık 2024 15:53
Rusya'nın en büyük petrol şirketi Rosneft'in Üst Yöneticisi (CEO) İgor Seçin, dünya ekonomisine ilişkin yaptığı açıklamada "Doların yaptırım aracı olarak kullanılmasında olduğu gibi Rusya'yı enerji piyasasından zorla çıkarma politikası da benzer bir hatadır" ifadelerini kullandı. Seçin, "Doların en büyük rakibi ise insanlığın binlerce yıldır ödeme amacıyla kullandığı altın olacak." dedi.
ÇATIŞMALAR KASTEN KÖRÜKLENİYOR
Seçin, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Ras Al Khamiah şehrinde bu yıl 17'ncisi düzenlenen Verona Avrasya Ekonomi Forumu'nda, küresel piyasalardaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ABD'nin bilimsel, teknolojik, sanayi ve finansal alanlardaki liderliğini kaybettiği bir sürece girildiğine işaret eden Seçin, "Bu da ABD'nin ekonomi ve ticaretteki hakimiyetinin azalmasına yol açtı. ABD'nin dünyadaki siyasi süreçler üzerindeki tartışmasız etkisi de aşınıyor. Küresel baskın güç konumundan yararlanan ABD, müttefikleri de dahil olmak üzere diğer piyasa katılımcılarının pahasına ekonomisi için özel koşullar yaratmaya güveniyor." diye konuştu.
Rosneft CEO'su Seçin, ABD'nin yürüttüğü politikaların sonucunun Avrupa ve gelişen ülkelerde görüldüğünü belirterek Yakın ve Orta Doğu, Ukrayna, Latin Amerika ve Asya-Pasifik'teki çatışmaların kasten körüklendiğini ve çıkarıldığını söyledi.
HİBRİT SAVAŞIN HEDEFLERİNDEN BİRİ ENERJİ SEKTÖRÜ
Konuşmasında Antik Yunan tarihçisi Thukididis'e atıfta bulunan Seçin, "Egemen gücün, alternatif küresel güç merkezlerinin ortaya çıkmasından duyduğu korku, kaçınılmaz olarak onlarla savaşmasına yol açar. Bu savaş başladı ve farklı sahnelerde farklı şekillerde, bazı yerlerde sıcak bazı yerlerde ise teknoloji, iklim, finans, ticaret veya kültür olmak üzere hibrit bir şekilde gelişiyor." ifadelerini kullandı.
İgor Seçin, enerji sektörünün de söz konusu savaştan nasibini aldığına işaret ederek "Ne yazık ki bugün küresel enerji sektörü de bu durumun bir istisnası değil ve bu hibrit savaşın hedeflerinden ve araçlarından biri haline gelmiş durumda." değerlendirmesinde bulundu.
DOLARIN RAKİBİ ALTIN OLACAK
İkinci Dünya Savaşı sonrasında yürürlüğe konulan Bretton Woods Sistemi'nin adil ve istikrarlı bir ekonomik dünya düzeninin sağlanmasını desteklediğini anlatarak "Sistemin çalıştığı yaklaşık 30 yıl boyunca, tarihte eşi benzeri görülmemiş bir şekilde, tek bir büyük mali veya bankacılık krizi yaşanmamıştır." dedi.
Seçin, dünya ticaretinde dolara yönelik kısıtlamaların devam etmesi halinde ulusal para birimlerinin kullanılması ve yeni evrensel araçların geliştirilmesine yönelik olanakların artacağını vurgulayarak "Doların en büyük rakibi ise insanlığın binlerce yıldır ödeme amacıyla kullandığı altın olacak." ifadesini kullandı.
ABD ekonomisinin, doların küresel rezerv para birimi olarak korunmasından önemli fayda sağladığına işaret eden Rosneft CEO'su Seçin, şöyle devam etti:
"Örneğin, ABD doları cinsinden borç finansmanının maliyeti yapay bir şekilde düşüktür. McKinsey, ABD'nin doları rezerv para birimi olarak kullanmasından yılda 100 milyar dolar tutarında doğrudan mali fayda elde ettiğini tahmin ediyor."
İgor Seçin, ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın doların konumunu korumaya yönelik yaklaşımını memnuniyetle karşıladıklarını belirterek "Ancak bu, yaptırımlar aracılığıyla doların kullanımını yasaklayan ABD'nin mevcut politikasıyla çelişiyor." diye konuştu.
RUS ENERJİ SEKTÖRÜNDE KISITLAMALAR
Dünyanın en büyük petrol üreticilerinin bulunduğu OPEC+ grubunun attığı adımlardan ABD'nin de fayda sağladığını kaydeden Seçin, "OPEC+'ın 2016 ve 2020'de petrol piyasasını istikrara kavuşturmaya yönelik kararları ABD kaya petrolü ve kaya gazı sektörünü önemli ölçüde destekledi." dedi.
Rosneft CEO'su İgor Seçin, petrol fiyatlarının yüksek bir seviyede sabitlenmesi sayesinde, ABD'nin enerjide önde gelen bir ihracatçı ülke haline geldiğinin altını çizdi.
Rusya'nın sahip olduğu doğal kaynakların değerinin yaklaşık 100 trilyon dolar seviyesinde olduğuna işaret eden Seçin, "Doların yaptırım aracı olarak kullanılmasında olduğu gibi Rusya'yı enerji piyasasından zorla çıkarma politikası da benzer bir hatadır ve bu kaçınılmaz bir şekilde dünya ekonomisinin çöküşüne yol açacaktır." ifadelerini kullandı.
Dünyanın gelişen ekonomilerinde enerji talebinin arttığını vurgulayan Seçin, "Bu ülkelerde 750 milyon kişinin hala elektriğe erişimi yok. Aynı zamanda ABD'de kişi başına düşen enerji tüketimi, dünyadaki ortalama tüketimden 3,5 kat, Hindistan'dakinden ise 10 kat daha fazladır. Gelişmekte olan ülkelerin nüfusunun yaşam standartlarını 'altın milyar' düzeyinin en az yarısına çıkarmak için petrol üretiminin neredeyse 2 kat artırılması gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.