Oluşturma Tarihi 16 Haziran 2023 17:21
Bundesbank, Almanya ekonomisine ilişkin ilk yarı yıla ait raporunda 2023-2024 ve 2025 yıllarını kapsayan büyüme ve enflasyon tahminlerini açıkladı.
Buna göre, Banka, Almanya'da bu yıl için takvim etkisinden arındırılmış Gayrisafi Yurt içi Hasıla (GSYH) büyüme tahminini yüzde eksi 0,5'ten yüzde eksi 0,3'e yükseltirken, gelecek yıl için yüzde 1,7'den 1,2'ye indirdi. Banka, 2025 için GSYH tahminini de yüzde 1,4'ten yüzde 1,3'e revize etti.
Raporda, Aralık 2022'de yapılan tahmine kıyasla aşağı yönlü revizyonların, diğer unsurların yanı sıra, daha yüksek faiz oranları ve daha düşük rekabet gücünden kaynaklandığı belirtildi.
Bundesbank uzmanları, daha sıkı para politikasının daha yüksek finansman maliyetlerine yol açtığını, bunun da özellikle konut inşaatı başta olmak üzere özel yatırımları azalttığını vurguladı.
BANKA ENFLASYON TAHMİNİNİ DÜŞÜRDÜ
Bundesbank raporunda, bir dizi faiz artırımı ve düşen enerji fiyatlarının ardından enflasyon tahminleri aşağı yönlü revize edilirken, yine de alışılmışın dışındaki yüksek enflasyonun tüketicilerin satın alma gücünün zayıflamasına yol açtığı vurgulandı.
Aralık 2022'de bu yıl için yüzde 7,2 enflasyon öngören Bundesbank, son raporunda söz konusu oranı yüzde 6'ya indirdi.
Banka, 2023 yılı enflasyon tahminini yüzde 4,1'den yüzde 3,1'e indirirken, 2024 yılı enflasyon beklentisini ise yüzde 2,7 olarak belirledi.
Bundesbank raporunda, "Enflasyon riskleri yukarı yöne eğimli." denildi.
Bundesbank'ın bu yıl ve gelecek yıl için enflasyon tahminlerinin ECB'nin yüzde 2 hedefinin çok üstünde kalması dikkati çekti.
BUNDESBANK BAŞKANI NAGEL'DEN ENFLASYON UYARISI
Bundesbank Başkanı Joachim Nagel, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Alman ekonomisi hala yüksek enflasyonun sonuçlarıyla mücadele ediyor. Bu, vatandaşların satın alma gücünü azaltıyor." ifadesini kullandı.
Nagel, ücretler ve şirket karlarının daha da artması durumunda yüksek enflasyonun kalıcı hale gelebileceği uyarısında bulunarak, "Kararlı para politikası hareketi, daha kalıcı enflasyonun ekonomik ve sosyal risklerine karşı koymanın anahtarıdır." değerlendirmesinde bulundu.