ABD ile Avrupa arasındaki "yeşil teşvik" rekabeti ivme kazanıyor

S&P Global Ratings Analisti Nora Wittstruck, "ABD'nin Enflasyonu Düşürme Yasası şirketlere net sıfıra ve dönüşüme yatırım yapmaları için teşvik ve sübvansiyonlar sağlarken, Yeşil Mutabakat (Green Deal) ve 55'e Uyum (Fit For 55) paketindeki AB politikası esas olarak sera gazı emisyonunun azaltılmasına uymayan şirketlere yönelik cezalara dayanıyor" dedi.

Oluşturma Tarihi 03 Mart 2023 11:37

Elektrikli araçlar için bataryalar ve yenilenebilir enerji sistemleri gibi yeşil teknolojilerin üretimine yönelik teşvikler, ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında ticarette korumacılığın yanı sıra yeni bir transatlantik rekabet alanı olarak öne çıkıyor.

Gelişmiş ekonomiler, enerji güvenliklerini güçlendirmek amacıyla temiz enerji teknolojilerine yatırımlarını yoğunlaştırıyor.

ABD'nin Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) kapsamında öngördüğü yeşil enerji teknolojilerine yönelik vergi indirimleri ve teşviklerin ardından AB de Amerikan korumacılığına kararlı bir şekilde tepki vererek enerji krizinin ardından sanayi şirketlerinin ve yeşil teknoloji yatırımlarının ABD'ye kaçmasını engellemek amacıyla kendi sanayi planını hayata geçirmeye hazırlanıyor.

Bunun yanı sıra Avrupa, ABD ile açık bir ticaret çatışması riskine girmekten çekinirken, şu ana kadar alınan kararların yeterli olmadığı ifade ediliyor.

Yeşil teşvikler yeni bir "ticaret savaşını" akıllara getirirken uzmanlar, ticaret kurallarını ihlal etme endişesine rağmen ABD ile AB arasındaki teşvik yarışının iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olabileceğini belirtiyor.

ABD'NİN ENFLASYONU DÜŞÜRME YASASI "OYUN DEĞİŞTİRİCİ" OLDU

ABD Başkanı Joe Biden'ın geçen yıl ağustos ayında onayladığı ve ABD tarihinin en büyük "iklim paketi" olarak da görülen "Enflasyonu Düşürme Yasası" bu kapsamda "oyun değiştirici" olarak görülüyor.

Enflasyonun düşürülmesine yönelik kapsamlı sağlık, iklim ve vergi düzenlemelerini içeren yasayla sera gazı emisyonunun azaltılması ve tüketicilerin yeşil enerjiye yönlendirilmesi amaçlanırken, enerji güvenliği ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik yatırımlar için 369 milyar dolarlık kaynak ayrılıyor. Bu kaynağın 270 milyar dolarının ise vergi teşvikleri yoluyla sağlanacağı belirtiliyor.

Söz konusu yatırımlarla, ülkede enerji faturalarının yılda 500 ila 1.000 dolar arasında düşürülmesi, karbon emisyonunun 2030'a kadar yüzde 40'a kadar azaltılması hedefleniyor.

Vergi indirimleriyle elektrikli otomobil satın almayı teşvik etmeyi de öngören yasa kapsamında, Kuzey Amerika'da üretilen bataryaların kullanıldığı ve bu bölgedeki madenlerden çıkan mineralleri içeren elektrikli araçlara 7 bin 500 dolara kadar vergi indirimi verilmesi gibi düzenlemeler yer alıyor.

Ayrıca yasayla ABD'nin bütçe açığının 20 yılda 2 trilyon dolara yakın azalacağı tahmin ediliyor.

Uluslararası Enerji Ajansı'na (IEA) göre, Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) 2015'te imzalanan Paris Anlaşması'ndan sonra gelen en önemli "iklim eylemi" olarak görülüyor.

Enflasyonu Düşürme Yasası, elektrikli araçların, bataryaların ve yenilenebilir enerjilerin üretimine yönelik öngördüğü vergi indirimleri ve teşviklerle yeni bir sanayi stratejisi sunuyor.

Bu stratejinin yeşil enerji alanına faaliyet gösteren küresel şirketlerin üretimlerini de ABD'ye taşımasını teşvik edeceği ve ülkeye daha fazla sermaye çekeceği belirtiliyor.

AB'DEN YEŞİL MUTABAKAT SANAYİ PLANI

ABD'nin Enflasyonu Düşürme Yasası, özellikle enerji krizinin ardından AB'nin yeşil teknoloji endüstrisi için önemli bir risk oluşturuyor. Yasanın ABD'ye kıyasla yeşil teşviklerin daha düşük ve enerji faturalarının nispeten daha yüksek olduğu Avrupa'dan temiz enerji sermayesini çekme potansiyeline sahip olduğu belirtiliyor.

AB, vergi indirimlerini ABD'de üretilen içeriğe bağlı hale getiren yeni düzenlemenin Avrupa'daki otomobil şirketlerini ve batarya ile yenilenebilir enerji ekipmanları dahil yeşil ekonomi alanındaki üreticileri dezavantajlı hale getireceğinden endişe duyuyor.

Avrupa hükümetleri, Enflasyonu Düşürme Yasası'nın yerel olarak üretilen içerikle ilgili hükümlerinin AB'deki şirketlere karşı ayrımcılık yaptığını ve dolayısıyla Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarını ihlal ettiğini savunuyor.

Kanada ve Meksika, ABD'deki yasa kapsamından muaf tutulurken, AB de ABD'den bu yasa kapsamında kendi şirketlerine muafiyet talep ediyor. Bu konuda AB ve ABD'nin görüşmeleri ise sürüyor.

ABD'nin Kongre yoluyla Enflasyonu Düşürme Yasası'nda değişikliğe gitmesinin pek olası olmadığı ancak uygulama aşamasında ABD Hazine Bakanlığı tarafından bazı değişikliklerin yapılabileceği belirtiliyor.

ABD'nin endüstriyel rekabet gücünü artırmaya yönelik adımları karşında AB de kamu teşvik kurallarını kolaylaştırmak için bazı iyileştirmeler açıklayarak yasanın rekabet edebilirlik üzerindeki etkisini hafifletmeye çalışıyor.

Son olarak şubat ayı başında tanıtılan Avrupa Yeşil Mutabakat Sanayi Planı ile AB'nin net sıfır emisyon alanındaki sanayisinin rekabet gücünün artırılması ve iklim dostu dönüşümün desteklenmesi hedefleniyor.

Söz konusu plan, AB kamu destek kurallarının gevşetilmesini, mevcut AB fonlarının yeniden yönlendirilmesini, yeşil projelere onayların hızlandırılmasını, çalışanların becerilerinin bu alanlara yönlendirilmesini ve kritik ham maddelerde arz güvenliğini sağlamak amacıyla yeni ticaret anlaşmalarının yapılmasını içeriyor.

Plan kapsamında, AB'yi enerjide bağımsız hale getirmek üzere kurulan "RepowerEU" fonunun yaklaşık 250 milyar avroluk ek finansmanın net sıfır sektörlerine yeniden yönlendirilme imkanından söz ediliyor. Bu kaynağa ilave 100 milyar avroluk uyum fonun da bulunduğuna işaret eden AB yetkilileri, üye ülkelerin bu kaynakları net sıfır sanayiye vergi indirimleri ve teşviklerde kullanabileceklerini belirtiyor.

ÇİN TEMİZ ENERJİ TEKNOLOJİLERİNİN ÜRETİMİNDE HAKİM KONUMDA

ABD ve AB arasında yeşil üretimi destekleme yarışının fitili ateşlenirken, Çin bu alanda hakimiyete sahip.

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nin (CSIS) araştırmasına göre, yerli sanayisini geliştirmek için büyük miktarda kaynak harcayan Çin'in sanayi politikası harcamalarının 2019'da 240 milyar doları aştığı tahmin ediliyor.

IEA'nın verileri de Çin'in yeşil teknoloji üretiminde önemli olan birçok mineralin işlenmesine hakim olduğunu ortaya koyuyor. Çin, kobaltın işlenmesindeki küresel payının yüzde 70, lityum ve nikelde yüzde 60'ına sahip olduğu kaydediliyor.

Çin ekonomisi, küresel güneş panelleri ve batarya üretim kapasitesinin de yüzde 70'inden fazlasını oluşturuyor.

IEA'nın Enerji Teknolojisi Perspektifleri Raporu'nda da tek başına Çin'in 2030'da güneş enerjisi modülleri için küresel pazarın tamamını, elektrolizörler için küresel pazarın üçte birini ve dünyadaki elektrikli araç bataryalarının yüzde 90'ını tedarik edebileceği belirtiliyor.

"AB POLİTİKASI, ESAS OLARAK ŞİRKETLERE YÖNELİK CEZALARA DAYANIYOR"

S&P Global Ratings Analisti Nora Wittstruck, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nin Enflasyonu Düşürme Yasası'nın itici gücü olarak Biden yönetiminin sera gazı emisyonlarını azaltmaya yardımcı olacak ve enerji sektörüyle ilişkili teknolojileri destekleyecek temiz enerji ve yenilenebilir kalkınmayı ilerletme hedefleri üzerinde durulduğunu söyledi.

Yasanın aynı zamanda tüketicilere daha enerji verimli cihazlar almaları için indirimler sağladığını belirten Wittstruck, yasanın öngördüğü vergi avantajlarının şirketlerin üretimlerinin ABD'ye kaymasına yol açması halinde imalat sektöründe daha fazla istihdamı da destekleyebileceğini kaydetti.

Wittstruck, AB tarafında ise temel endişenin ülkeler arasındaki politika stratejisindeki farklılık olduğuna işaret ederek, "ABD'nin Enflasyonu Düşürme Yasası şirketlere net sıfıra ve dönüşüme yatırım yapmaları için teşvikler ve sübvansiyonlar sağlarken, Yeşil Mutabakat (Green Deal) ve 55'e Uyum (Fit For 55) paketindeki AB politikası esas olarak sera gazı emisyonunun azaltılmasına uymayan şirketlere yönelik cezalara dayanıyor." dedi.

Nora Wittstruck, ancak AB'nin rekabet gücünü korumak için bazı politika değişiklikleri yapmayı düşündüğünü de sözlerine ekledi.

ABD'nin Enflasyonu Düşürme Yasası'nın küresel ekonomiye etkisini de değerlendiren Wittstruck, bunun şu aşamada biraz belirsiz olduğunu, yasa kapsamındaki tüm düzenleyici çerçeve uygulandığında bunun muhtemelen belirgin hale geleceğini ve uygulamanın da gelecek 30 ila 45 gün içinde gerçekleşeceğini düşündüklerini aktardı.

Wittstruck, ABD ile AB arasındaki yeşil teşvik rekabetinin küresel ekonomiye etkilerinin de belirsiz olduğunu belirterek, AB'nin halihazırda uyguladığı mevcut politikalarından bazılarını ABD karşısında rekabet gücünü koruyacak şekilde değiştirmesini beklediklerini ifade etti.

Değişim Son veri saati:
Düşük Yüksek
Açılış
Değişim Son veri saati:
Düşük Yüksek
Açılış
Değişim Son veri saati:
Düşük Yüksek
Açılış
Değişim Son veri saati:
Düşük Yüksek
Açılış
BİST En Aktif Hisseler