Oluşturma Tarihi 30 Ekim 2023 11:08
Son Güncelleme Tarihi 30 Ekim 2023 11:09
Geçen yıl başlayan Rusya-Ukrayna savaşı ile birlikte Rusya, Avrupa'ya boru hatlarından doğal gaz sevkiyatını keserken, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri başta doğal gaz ve elektrik olmak üzere enerji alanında büyük sorunlar yaşadı.
Avrupa ülkeleri, özellikle geçen yılın başından itibaren hızla artan doğal gaz ve elektrik fiyatlarıyla karşılaştı. Doğal gaz ve elektrik fiyatları Avrupa ülkelerinde savaş öncesinin katbekat üzerine çıkarken halen eski seviyelerin çok üzerinde seyrediyor.
Bu durumda AB'nin enerjide Rusya'ya hızlı biçimde bir alternatif bulması mümkün olmadığından daha uzun süre yüksek enerji maliyetleri yaşanması bekleniyor. Kısa dönemde enerji fiyatlarının gerilemeyeceği bu nedenle AB ülkelerinin gaz ve elektrikte tasarrufu devam ettirmeleri gerekeceği ifade ediliyor.
AVRUPA'DA ENERJİ KRİZİ
Gaz akışının kesilmesi ve artan fiyatların ortaya çıkardığı enerji krizi karşısında AB ülkeleri ilk olarak tasarrufa yöneldi. Enerji tasarrufunda ilk öncelik doğal gaz olarak belirlendi.
Yılda 400 milyar metreküp kadar doğal gaz tüketen AB ülkeleri bunun yaklaşık yüzde 40'ını Rusya'dan sağlıyordu. Rusya'dan akışın kesilmesiyle birlikte AB ülkeleri acilen doğal gaz tüketimlerini düşürecek bir plan hayata geçirdi.
Bu çerçevede AB ülkeleri doğal gaz tüketimlerini, son 5 yıldaki ortalamalarının yüzde 15 altına indirmeyi kabul etti. Bu plan acil durumlarda tüketim kısıntısını zorunlu hale getirecek maddeler de içerdi.
Avrupa gaz talebi düşürme planı, gazdan alternatif yakıtlara geçişi hızlandırma, tüketimin azaltılmasının teşviki, ısıtma ve soğutmayı azaltma gibi ana unsurları kapsadı. Bu uygulamalar halen devam ediyor.
GAZ DEPOLARI
Tasarruf önlemiyle birlikte doğal gaz depolarının kış dönemi öncesinde doldurulmasına yönelik hazırlıklar da yapıldı.
AB ülkelerinin 110 milyar metreküp kadar doğal gaz depolama kapasitesi bulunuyor. AB ülkeleri, savaşın başlamasıyla yer altı doğal gaz depolarını kış aylarına kadar doldurmayı zorunlu kılacak yasal düzenlemeler hazırladı.
Bu kapsamda, gaz depolarında kış dönemi öncesinde yüzde 90 doluluğa ulaşılması planlandı ve uygulamaya konuldu. Bu noktada özellikle boru hattı gazından çok daha yüksek maliyetli sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) sevkiyatları hız kazandı.
ELEKTRİK TÜKETİMİNİ AZALTMA
AB, üye ülkelerde elektrik tüketiminin yüzde 10 azaltılmasını, yoğun saatlerde ise tüketimin zorunlu olarak yüzde 5 düşürülmesini içeren farklı bir plan daha hazırladı. Bu çerçevede Avrupa ülkeleri, enerji tasarrufuna hız verdi. Kamu kurumları ile birlikte vatandaşlardan enerji tasarrufuna yönelmeleri istendi. Bu kapsamda, Avrupa ülkelerinde halka evlerinin ısılarını düşürmeleri ve ışıkları kapatmalarını içeren enerji tasarrufu önlemleri uygulamaları yönünde çağrılar yapıldı.
AB ülkelerinde kamu binalarında kış dönemi sıcaklık dereceleri düşürüldü ve yaz ayları soğutma seviyesi sınırlandırıldı.
Bazı ülkelerde iş yerlerinde kaloriferlerin en yüksek 19 derecede çalıştırılması kararlaştırıldı. Mağaza vitrinlerinin ışıklarının gece boyunca yanması yasak kapsamına alındı. Vitrin aydınlatmalarına sadece belirli saatlerde izin verildi.
Ayrıca, hane halklarının enerji tasarrufuna özendirilmesi için kamu spotları hazırlandı.
Kamu binalarındaki aydınlatmalar saat 22.00'den itibaren kapatıldı.
Belirli ölçüde başarılı olan bu tedbirlerin önemli kısmının bu kış döneminde de devam etmesi öngörülüyor.
GIDADA TASARRUF
Rusya ve Ukrayna'dan önemli miktarda gıda ithalatı da yapan AB, un ve yağ gibi temel ürünlerin fiyatlarındaki artışı da durduramadı.
Savaş ve ardından kurak geçen yaz dönemi bazı temel gıda ürünlerin üretimini olumsuz etkilerken, yaşanan olumsuzluklar fiyatların yükselmesi ile sonuçlandı.
Bir dönem un fiyatlarında katbekat artış yaşanırken benzer bir yükseliş ayçiçeği yağında da ortaya çıktı. Aşırı sıcaklar ve kuraklığın ürüne verdiği zarar nedeniyle zeytinyağı fiyatları da son dönemde birkaç kat arttı. Bu fiyat artışları da tüketimin azalmasına neden oldu.
Bu aşamada AB de gıda israfının azaltılmasına yönelik planlar hazırlamaya başladı. Bu kapsamda, yakın zamanda AB'nin 2030 yılına kadar gıda israfını azaltmaya yönelik yeni önlemler uygulamaya koyması bekleniyor.
Burada da gıda işleme ve üretiminde yüzde 10 tasarruf yapılması, perakende ve tüketimde de israfın yüzde 30 düşürülmesi yönünde yeni uygulamalara ilişkin hazırlıklar devam ediyor.
Planla, tedarik zincirinin her aşamasında gıda atığını azaltılması, gıda atığı seviyelerinin izlenmesi ve raporlanması gerekecek.
Gıda tasarrufu ve atığın önlenmesi için hem bireylerin hem de işletmelerin davranış değişikliğini desteklemesinin yanı sıra bütün gıda zincirinde yer alanlar arasında işbirliğini güçlendirmesi de hedefleniyor.
Bütün unsurları henüz netlik kazanmamış planda, bireylerin öğün planlaması yapması, kalan yiyeceklerin ertesi gün yenmesi, satın alınan ürünlerde son kullanma tarihine en yakın seçeneklere yönelim sağlanması gibi çeşitli tavsiyeler yapılması bekleniyor.
AB çalışmalarına göre, gıda israfının büyük ekonomik, sosyal ve çevresel etkileri bulunuyor.
AB'de her yıl yaklaşık 59 milyon ton gıda atığı ortaya çıkarken bu kişi başı 131 kilogramlık gıda atığı anlamına geliyor. AB, gıda israfının yıllık 132 milyar avroluk kaybı temsil ettiğini belirtiyor.
Perakende, restoran, gıda hizmetleri ve evlere tedarik edilen bütün gıdaların yaklaşık yüzde 10'u israf oluyor.