"İYİ hazırlandık.. Puana ihtiyacımız var. Elimizden geleni yapacağız.." Kaç defa dinlediniz bu yanıtı, maç öncesi röportajlarda.. Yüz.. Bin.. Yüz bin.. "Puan kaybettik. Ne yapalım.. Artık önümüze bakacağız.." Kaç defa dinlediniz bu yanıtı, maç sonrası röportajlarda.. Yüz.. Bin.. Yüz bin.. Dünyanın en ahmak futbolcuları bizde olmalı.. Ezberlenmiş klişelerin dışına çıkan yok.. Hepsi ciddi ciddi, kendilerine çok önemli şeyler söyleyecek havası vererek, hep ayni şeyleri söylüyorlar. Peki o röportajı yapanlar bunları duymaktan bıkmadı, usanmadı mı?. Mikrofonu uzattığında ayni şeyleri duyacağını bilmiyor mu?.. Biliyor.. Bile bile uzatıyor.. Çünkü ne şefi, ne müdürü, ne genel müdürü, ne de patronu ona "Nedir bu yahu.. Dersini biraz çalışsana.. Herkese, kendisine has sorular yönelterek, ilginç yanıtlar arasana" demiyor..

Bizim medyada herkesin yaptığı yanına kar kalıyor. O zaman herkes sırt üstü yatıyor..
Amerikalılar "Ask a silly question, get a silly answer" derler.. Ahmakça sorular sorarsan, ahmakça yanıtlar alırsın.. Adam gibi soran bir Star'ın röportajcısı vardı. Şampiyonlar Ligi'nde takım kalmadı, onu da kaybettik.. Bu delikanlıyı transfer etmek ya da adamlarına "İşte böyle soru sorun" demek çok mu zor, Allah Lillah aşkına?.