Galatasaray'ın bu puan kaybını nasıl değerlendiriyorsunuz? Birinci penaltıda topun dışarıdan çevrildiği kesin. İkinci penaltı pozisyonu öncesi ofsayt olduğu da net bir şekilde gözüküyor. Böyle olunca "Galatasaray puanları hakemlere kaptırdı" denir. Denince de en büyük yanlış yapılır. Puanı kaptıran son maçların hemen tamamında olduğu gibi Fatih Terim.. Terim son haftalarda garip bir hallerde. Türkiye'nin oyunu en iyi okuyan, en iyi müdahelelerde bulanan hocası, şimdi büyülenmiş gibi bir giyinik seyirci. G.Saray'ın yediği goller bağıra bağıra geliyor ve Terim müdahale etmiyor. Güvenç Kurtar büyük bir korkaklık ve 8 savunma adamı ile sahaya çıkınca G.Saray ilk devreyi rahat götürdü. Bu arada fark da yapabilirdi. Yapamadı. İkinci yarıda Güvenç Hoca korkunun ecele faydası olmadığını gördü, Effa'yı oyuna soktu ve hücuma dönük oynamaya başladı. Kurtar'ın bu hamlesine Terim hiç bir yanıt vermedi. Elazığ birbiri ardına hücumlar yapmaya gol pozisyonlarına girmeye başladı. G.Saray'da 3 gün önce maç oynayan 11'in yorulduğu açıkça görülüyordu. Elazığ savunmasında hücuma aktarılan oyuncuların boşluğu hissedilmeye başladı. Ama Fatih Terim seyretmeye devam etti. İlk değişiklik Terim'den değil, Bratu'nun sakatlanmasından geldi. Ve Terim zayıflayan Elazığ defansı önünde oyuna hücum elemanı sokacağına, 2-1'in üstüne yatmak istercesine Cihan'ı sahaya yolladı. 87'nci dakikadan sonra yapılan değişiklikler sadece komikti. Ve 45 dakika "Geliyorum" diye bağıran Elazığ golü, +93'te G.Saray ağlarına takıldı. Bence bu G.Saray'ın şansıydı. Elazığ golü daha önce bulsa maçı da kazanırdı, G.Saray 10 kişiyle değil, 8 kişiyle oyunu bitirirdi.
Terim'in yanında etkin bir yardımcı olması gerektiğini söylüyorsunuz.
Dünkü maç Galatasaray'ın teknik kadrosunda çok ciddi değişiklikler yapılması gerektiğinin yeni kanıtıydı. Fatih Terim orada tek başına oturuyor yanında ona fikir verecek, yargılarını tartışacak tek kişi yok. Fatih Terim de takıntılarında ısrar ediyor. "Yapılan transferler yanlış" deniyor diye Tamas, Petre ve Bratu'nun transferlerinin doğru olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Sonuç da meydanda. Şu görüntüye dikkat edin. Maçın son dakikaları oynanıyor. Galatasaray lig sonucusu Elazığ karşısında 2-1'i koruyabilmek için santrforunu çıkarıp bir stoper alıyor. Bu Galatasaray'ın ne hallere düştüğünün göstergesi. Ayrıca Ümit Karan'ı aldığın zaman onu tutmakla görevli iki adamın da neredeyse tek kale oynayan Elazığ hücumuna daha rahat katılacakları da açık. Yani hem ayıp hem yanlış bir değişiklik. Galatasaray'ın kenar yönetimi bu hatayı yapıyor. İşte mesele de bu zaten..
Galatasaray adına sahanın en iyisi Batista'ydı. Haftalardır formsuz diye oynatılmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Benim söylemek istediğim şey bu zaten. Tamas'ı kazanmak için Orhan'ı, Ömer'i, Suat Usta'yı, Murat Erdoğan, Petre'yi kazanmak için, şu Batista'yı, Volkan'ı, yok sayıyor. Bratu uğruna Ümit Karan'ı harcıyor. Buna hakkı yok. Sezon başında bir hata yaptı diye Ümit Takımı'nın yıldızı Suat'ı sildi. Şu Tamas'a (ilk 5 dakikada 2 net pozisyon verdi) sağbekte, stoperde, hatta orta sahada yer bulmaya uğraşıyor. Terim'in öyle bir statüsü varki hiçbir şeyi kanıtlamasına gerek yok. Takıntıları Terim'e yakışmıyor. Galatasaray camiası artık bu 3 Rumen'e değil, onları ısrarla oynatan Terim'e kızıyor.
Hakemi nasıl buldunuz?
Maçın ilginç tarafı Ali Aydın.. Geçen sene Elazığ'ın külmede kalmasını sağlayan maçı yöneten Aydın, bu maçta iki tarafın da canını okuyan hatalar yaptı. Ben bu kadar kötü bir maç yönetimini hatırlamıyorum. İyi hakemdir diye kural hatası yapması dahi hoş görülen hakem bu mu? Bu Ali Aydın geçin UEFA'yı, FİFA'yı, Türkiye'de ancak amatör maçlar yönetebilir. Terim'in takıntıları var diyoruz, asıl büyük takıntı Bülent Yavuz'un Merkez Hakem Komitesi'nde. Ulusoy ve Yavuz'un sevgili hakemi Ali Aydın döküldükçe dökülüyor. Dünkü maç da Türk hakemliği adına utançtır.