Önceki gün yeni bir siyasi yolculuğa çıkan eski CHP'li Muharrem İnce'nin, ilginç siyasi tespitler yaptığını ve işinin de kolay olmayacağını yazdım. Kolay olmayacak, çünkü düne kadar hiç ağzına almadığı birçok konuda ezber bozan şeyler söylerken, çok tartışılan HDP ve Demirtaş meselesine hiç değinmedi, es geçti. Bunlar yeri ve zamanı geldiğinde İnce'nin karşısına çıkacak, hatta bir kısmı gerçek bir yüzleşme yaşamadığı sürece de peşini hiç bırakmayacak. Onlardan biri de ilk kez seslendirdiği CHP içindeki FETÖ gerçeğiydi. Bu konuda en bilinen yaklaşımını Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde meydanlarda gördük. O güne kadar FETÖ ile ilgili açık ve net bir açıklaması yokken, çıktığı her meydanda FETÖ'den çok devleti suçladı. Devletin, FETÖ'yü ABD'den usulünce istemediğini söyledi. Hem de meydan okuyarak. O günlerde telefonla bağlandığı CNN Türk'te Hande Fırat'a aynen şöyle diyordu:
'Amerikalılar beni aradı'
"Meydanlarda, '24 Haziran'da cumhurbaşkanı olduğumda üç ay içinde yargıyı düzelteceğiz. Bağımsız, adil bir yargı kuracağız. Sonra da FETÖ'yü isteyeceğiz' dedim. Eğer teslim etmezlerse İncirlik'teki ABD askerleri 24 Aralık'ı yani Noel'i Washington'da kutlarlar. Amerikalılar beni aradı. Sıkı durun Hande Hanım, bir şey söyleyeceğim. Dediler ki, 'Haklısınız Muharrem Bey. Ama Türkiye Cumhuriyeti devleti henüz Fetullah Gülen'i usulüne uygun bir şekilde bizden geri istemedi' dedi."
Fırat araya girip soruyor: "Önemli bir açıklama yapıyorsunuz. Kim bu Amerikalı yetkili?"
İnce: "Siz gazetecilik yapıyorsunuz, ben milli çıkarlarımızı koruyorum. Amerikalılar bana, 'Henüz böyle usulüne uygun bir başvuru gelmedi' dediler."
İnce'nin verdiği cevap dikkatinizi çekmiştir: "Siz gazetecilik yapıyorsunuz, ben milli çıkarlarımızı koruyorum." Doğrusu, milli çıkarları nasıl koruduğunu hâlâ merak ediyorum. Bunu, arayan Amerikalıların adını saklayarak mı yapıyor? CHP'nin cumhurbaşkanı adayı, kendi devletine güvenmiyor ama bugün karşı durduğu Amerikalıların verdiği bilgiye inanıyor, hatta onu saklıyor ve bunu da "milli çıkar" adına yaptığını söylüyor. İnanılır gibi değil.
Doğrusu İnce'nin de "FETÖ'cüler, Sorosçular var" dediği CHP'de bunun üstü belki örtülebilir ama artık yeni bir parti kuran biri için bu zor. İnce, bu sorudan daha fazla kaçamaz. Açıklaması gerekiyor: Kimdi o Amerikalılar?
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
'CHP, FETÖ'ye teslim oldu'
Tabii bununla ilgili bir olay daha var. Aslında hakkını teslim etmek gerekiyor, CHP'de FETÖ etkisine en sert tepki veren, hatta ilk seslendiren ve milli meselelere hassasiyet gösteren isim eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş'ti. Ateş de bir televizyon programında, "Partimiz 2010 yılında terör örgütü FETÖ'ye teslim oldu" deyince başına gelmeyen kalmadı. Apar topar 40 yıllık partisinden ihraç edildi. Ama daha vahim olanı, o süreçte, bugün FETÖ'cülerden şikâyet eden Muharrem İnce'nin tavrıydı.
O da çıktığı bir televizyon programında, "Bırakın Disiplin Kurulu'nu, parti hemen harekete geçmeli ve Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmalı..." demişti. Peki, o gün Ateş'in söyledikleriyle bugün söyledikleri arasında ne fark var? Ne oldu da İnce bu noktaya geldi?
Nereye evrileceği bilinmeyen küresel dünya, sıcak günler yaşanan bölgemiz, yeni anayasa ve uzay yolculuğu, daha ne çok konu var konuşulacak. Bence siz buradan başlayın. Hiç olmazsa daha kolaydır.