Sınırlarımızın hemen ötesinde bir PKK devleti kurulmaya çalışılıyor...
Askerimiz, 65 ülkenin savaş uçaklarının ve terör örgütlerinin cirit attığı bir coğrafyada ön almaya çalışıyor.
Fetullahçıların darbe girişimi henüz atlatılmış. Türkiye ipten dönmüş.
Darbeyi savuşturan demokrasi gazilerinden hâlâ hastanede yatanlar var. Olağanüstü hal devam ediyor...
İşte böyle bir ortamda "nerede" diye bakılan ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu sonunda sahalara indi. Adana'da görüldü.
Ama partililere hitap eden Kılıçdaroğlu'nun gündemi yine başkaydı.
Konuşmasında bazı isimleri tek tek sayan CHP Genel Başkanı alanda bulanan partililere FETÖ'cü oldukları gerekçesiyle gözaltında bulunan gazetecileri alkışlattı!
Evet, yaptı bunu!
Alanda toplanan CHP'li seçmen, mitingin heyecanıyla Kılıçdaroğlu'nun saydığı isimlere ne kadar kulak kabarttı, o an kimi alkışladıklarının ne kadar farkındalardı, bilemiyorum.
Eminim sonrasında, yaşanan absürtlüğün farkına pek çoğu varmıştır.
Ama olan oldu.
Kılıçdaroğlu "muhalefete her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde" yine tuttu Türkiye'ye muhalefet etti.
Üstelik arkasından koskoca bir partiyi, Cumhuriyetle yaşıt partisini de sürükledi.
***
Nihat Genç delirdi!
Dün Nihat Genç Twitter hesabından isyan ediyordu.
"Allah'ın belaları fetöcüler CHP'de iktidar olmuş vatan hainlerini bile özgürlük diye alkışlattırıyor."
"N. Ilıcak'ın, M.
Altan'ın özgürlüğünden bahsedenlerin Allah belasını versin."
"Kılıçdaroğlu senin belanı Allah'a bırakanın da Allah belasını verir." Bu isyan üzerine herkes Genç'in Twitter hesabının hack'lendiğini düşündü. Ama çok geçmeden bu twitlerin hikmeti anlaşıldı.
Evet, hack'lenen Genç'in hesabı değil, Adana mitinginde FETÖ'cü oldukları iddiasıyla gözaltına alınan gazetecileri partililere alkışlatan CHP Genel Başkanlığı makamıydı.
***
Alkışlarla yaşıyor
17-25 Aralık'ın FETÖ'cü bir komplo olduğu ve hukuki zemininin olmadığı konusunda en radikal muhalifler bile hemfikir.
FETÖ'cü troller dahi artık "ayakkabı kutusu" argümanına sarılmaya çekiniyorlar.
Çünkü kime hangi iftirayı attılarsa aynısını yaparken yakalandıkları için onlar bile utanıyorlar.
Ama CHP yönetimi 17-25 Aralık'ı unutmamakta ısrarcı.
Aydın Doğan'ın CHP sözcüsü Hanımefendi 17-25 demeden cümle kuramıyor.
Sağ olsun Zekeriya Öz'ün yokluğunu hissettirmiyor.
CHP'nin HDP Kontenjanından Genel Başkan Yardımcısı bir Tanrıkulu ise, FETÖ'cülerin gönüllü avukatlığını yaparken bu hukuk darbesinden delil göstermeyi hiç unutmuyor.
E CHP cemaati böyle yaparsa partinin imamı boş durur mu?
Doların yükselişinden bahseden genel başkanları da geçen gün yine "ayakkabı kutusu" falan diyordu.
Adana'da alkışa doyamayan Kılıçdaroğlu'nun Pensilvanya'dan da alkış aldığına hiç şüphem yok.