Beklenen Türk-Amerikan zirvesi Erdoğan ile Biden arasında Roma'da 1 saat 5 dakika sürdü. Bu zirvede Türkiye'yi de Amerika'yı da düşündüren sorunlardan hiçbirinin çözüm ve sonuç bağlantılı olarak ele alındığını düşünmüyorum.
Bir gerçek var, dünya düzeni yeniden kuruluyor. Eski ittifakların anlamları çok değişti. Eskiden Amerika ve Türkiye denilince Sovyet Bloku'na karşı bir Demokrat Blok akla gelirdi. İki ülkenin ortak sorunları bir noktada uzlaşılarak çözülürdü. Örneğin Clinton dönemini hatırlayalım. Ecevit başbakandı, Türkiye PKK'nın başındaki adamı istiyordu. Amerika Öcalan'ı Kenya'dan alıp Türkiye'ye verdi. Ama bir şartla, ölüm cezasını kaldırttı Türkiye'ye. Türkiye de buna karşı Fetullah Gülen'in Pensilvanya'da üstlenmesine göz yumdu. Karşılıklı çıkarlar böyleydi. Oysa bugün durum çok farklı. Mesela PKK, Öcalan'dan çok öteye Suriye'de Amerikan ve İsrail yanlısı bir koridorun oluşması için ön planda tutuluyor. Fetullah Gülen konusuna Türkiye ne kadar uğraşsa da gelemiyor. Ayrıca eski ittifakdaki ortak silahlanma anlamını yitirdi. F35 uçakları Türkiye'ye verilmiyor. Belki F16'larla konu biraz sulandırılacak.
Sonuçta dünkü Erdoğan-Biden zirvesi olsa da olurdu olmasa da olurdu. Türkiye kendine yeni yön arayan Amerika'nın bu halini taşıyamaz. Veya Amerika'yı mutlu etmek için hem Rusya hem de Çin ile kavgaya girişmez.
Yeni dünyanın sonuçta bir sıcak savaşa gidip gitmeyeceğini bilemiyoruz. Fakat yeni dünyaya rol veren aktörler eskilerinden çok farklı. Ve Biden sadece bir virgül. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu bildiği için sadece görüşüyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz