Cumhuriyet Bayramı'nı bir kez daha kutlarken hem şanslı hem de bilinçli bir toplum olduğumuzu düşünüyorum.
Birinci Dünya Savaşı'ndan çıkan ülkelere bir bakın...
Almanya'ya Hitler ve Nazizm, İtalya'ya Mussolini ve faşizm, Rusya'ya Stalin ve komünizm geldi.
Yunan siyasetçilerin Anadolu'yu işgal planları fiyaskoyla bitti ve hepsi kurşuna dizildi.
UFKUMUZ AÇIK
Şansımız Atatürk'tür. Bir Osmanlı subayı olan Atatürk, rejimin zaaflarını, hanedanın zayıflıklarını iyice görmüştür. Anadolu'da Osmanlı'yı ihya etmek yerine modern bir Cumhuriyet kurmanın daha akılcı olduğunu anlamıştır.
Sonunda onun kadroları 1946'dan itibaren Cumhuriyet'e çok partili demokrasiyi de eklemişlerdir.
Ve bugün ufuklarımız açık, dünya rekabetinde ön plandaki yerlere oynuyoruz.
ÇOK MESAFE KAT ETTİK
Çok uzun yoldan geldik... Bugün ile dünü karşılaştırırsak aldığımız mesafeyi rahatça görebiliriz.
1950'de bir tugay, yani 5000 askeri Kore'ye gönderdik. Bunlar gemilerle aylar süren bir yolculuk sonunda Kore'de Pusan Limanı'na çıktılar.
Amerikalılar askerlerimizin cepheye gitmesi için kamyonlar verdiler. Ancak 5000 askerin içinde kamyon kullanmasını bilen bir kişi bile yoktu. Yine gemilerle kamyon kullanabilen askerler gönderildi. Düşünün ki bugün İHA'ları, SİHA'ları kendimiz üretip ihraç ediyoruz.
1960 yılında 2.5 milyar dolar olan ihracatımız, petrolü ithal etmemize bile yetmiyordu. Aynı yıl Yunanistan'ın Girit Adası'ndaki turistik yatak sayısı, tüm Türkiye'dekinden daha fazlaydı.
Bir de bugünü düşünün. Dünyayla rekabet halindeyiz, bize komplo kuran ülkelerin üstesinden gelebiliyoruz. Rejimimiz, tartışılması mümkün olmayan çoğulcu demokrasidir.
Cumhuriyetimizin bir kuruluş yıldönümünde daha bu duygular önümüzü aydınlatıyor. Artık dün dündür, bugün bugündür.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz