Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, Esat rejimine destek açıklaması yaptıktan saatler sonra Hizbullah kontrolündeki Beyrut füzelere hedef oldu. Peki bu füzeleri kim attı, amaç neydi?
Mesaj açık. Nasrallah'ın Esad'a destek açıklamasından sonra Hizbullah hedef alınınca zihinlerde şöyle bir fotoğraf canlanacaktı. Saldırı Özgür Suriye Ordusuna mal edilir, Nasrallah'ın rejime desteği meşruluk kazanır.
Özgür Suriye Ordusu hemen açıklama yaptı, Hizbullah'a yönelik saldırı iddiasını yalanladı, "biz yapmadık" dedi. Akıllara bu kez "Özgür Ordu yapmadıysa kim yaptı" sorusu geldi.
Beyrut'a atılan füzelerin Grat veya Katyuşa olduğu bilgisi geldi. Bunlar İran kaynaklı, Hizbullah ve Hamas'ın elinde fazlasıyla bulunan, bölgede hemen hemen her örgütün sahip olduğu füzelerden. Özgür Ordu'nun elinde de Grat ya da Katyuşa bulunması muhtemel.
Ancak Özgür Suriye Ordusu, Beyrut'u bombalamak gibi bir eyleme neden imza atsın? Hizbullah lideri Nasrallah'ın 26 Mayıs Pazar günü yaptığı Esat rejimine destek açıklaması, bilmeyenler için önem arz eden bir duyuruydu. Nasrallah o gün malumun ilanını yaptı. Çünkü Suriye'de 2 seneyi aşkın devam eden iç savaşın başından bu yana Hizbullah'ın rejime destek verdiği, başta Suriyeli muhalifler olmak üzere, bölgedeki gelişmeleri takip eden herkes tarafından iyi biliniyor. En azından geçen hafta Kusayr'deki çatışmalar sırasında Hizbullahçı militanların rejimin safında muhaliflere karşı savaştığını bütün dünya duydu.
Kısacası Nasrallah'ın cihat ilanı, yeni bir gelişme değildi. Özgür Suriye Ordusu, rejim-Hizbullah ilişkisini başından beri biliyordu. O halde neden Nasrallah'ın açıklamasından saatler sonra Beyrut'u bombalasınlar ki? Böyle bir eylem yapacak olsalar, neden bugünü beklesinler, daha önce de yapabilirlerdi. Özgür Suriye Ordusunun böyle bir izahat şansı var.
Başka kim Beyrut'u bombalayabilir? İkinci şık, İsrail. Ancak İsrail vursa, "ben vurdum" der. Suriye'yi, Lübnan sınırını, Golan Tepelerini bombalarken, bunu gizlemeyen İsrail, Beyrut'u bombalamış olsa bu kez neden gizlesin?
Tüm seçenekleri saymak yersiz fakat Hamas'ın da böyle bir eyleme girişeceği hiç akla yatkın değil.
Son olarak Şam yönetimi hakkında bazı iddialar var. Esat, kendisine destek veren Hizbullah'ı bombalamış olabilir mi? Soru bu. Cevap ise yoruma dayalı. Arap basınında yer alan bazı iddialara göre Beyrut'a füzeleri gönderen Şam yönetimiydi. Hizbullah'ın desteğini haklı çıkarmak adına ve bu desteğin devamlılığını sağlamak adına böyle bir eylemin gerçekleştirilmiş olabileceği sıkça konuşuluyor. Tabi ki bu tez da "Hizbullah zaten Şam'ın yanında, daha ne desteği olsun ki" diyerek çürütülebilir.
Arap dünyası Beyrut'u kimin bombaladığını tartışa dursun, bölgenin içine çekildiği durum gerçekten ürkütücü. Önce Türkiye sınırına ardından Beyrut'a yapılan eylemler felaket senaryolarını peş peşe yazdırıyor. Beyrut, Suriye'deki iç savaş sırasında daha önce de bombalı saldırılara hedef olmuştu. Ancak bugünkü son durum, Lübnan'ın da Suriye'deki savaşa sürüklenmesini isteyen birilerinin olduğunu gösteriyor.
Lübnan'da Beyrut dışında Trablusşam'daki Sünnilerle, Şiiler arasındaki çatışmaların patlak vermesi, Hizbullah hedeflerinin füzelerle vurulması, Suriye'nin Kusayr kentinde Hizbullahçılarla, muhalifler arasındaki çatışmaların şiddetlenmesi, mezhep savaşı ihtimalini yeniden doruğa çıkardı. Lübnan ile Suriye arasındaki bu tehlikeye, Irak'ta Şii-Sünni gerginliğinin de eklenebileceğinin an meselesi olduğunu unutmamak gerekir.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, geçtiğimiz Cuma günü Kanal 7'de yayınlanan İskele Sancak programında "bölgesel bir mezhep savaşı çıkar mı" sorusuna, "evet çıkabilir" yanıtını verdi.
Özetle, Suriye-Lübnan-Irak üçgeninde, Şii-Sünni gerilimi her geçen gün tırmandırılıyor, bölge pimi çekilmiş bir bomba gibi her an patlamaya hazır. Suriye'deki iç savaşın son günlerde sınırları zorlayıp, aşmaya başlaması da bunun en belirgin işareti.