Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

03 Nisan 2013, Çarşamba

Obama ve özre rağmen

Obama'nın ziyareti öncesi Filistin'de tansiyon zaten doruktaydı. Yerleşim birimi inşaatları, cezaevlerindeki işkenceler, açlık grevleri, gelirlere el konulması nedeniyle patlak veren ekonomik kriz. Filistinliler Batı Şeria sokaklarında İsrail askerleriyle çatışıyor, 3 intifada sesleri yükseliyordu.

20 Mart'ta Obama İsrail ve Filistin'e geldi. Filistinliler tepkiliydi, sokaktaki gösteriler de, İsrail askerlerinin göstericilere sert müdahalesi de devam etti. El Halil'de çocuklar bile göz altına alındı.
Obama gitmeden sular durulur gibi oldu. Amerika Başkanı iki devletli çözüm mesajını yineledi, İsrail'e yerleşim birimi inşaatlarını durdurması yönünde çağrıda bulundu. Giderken Türkiye'den dilettiği özür, sokaktaki şiddeti bıçak gibi kesti.

İsrail Gazze'ye yardım tırlarının girişine izin verdi, Aralık ayından bu yana el koyduğu Filistin yönetiminin gelirlerini iade etti.

Ancak cezaevlerindeki açlık grevleri ve beraberinde getirdiği gergin hava patlamaya hazır bomba gibi duruyordu. Nitekim öyle oldu. Filistinli kanser hastası bir esir cezaevinde hayatını kaybetti.
Son 2 ayda cezaevlerindeki ikinci ölüm oldu bu. 30 yaşındaki Arafat Ceradat otopsi sonucuna göre işkenceden hayatını kaybetmişti. Onun ardından 64 yaşında kanser hastası olan ve 2002'den bu yana cezaevinde tutulan 64 yaşındaki Ebu Hamidiye'nin ölüm haberi geldi. Ailesi tahliye beklerken, cezaevinden esirin tabutu çıktı.

Cezaevinden gelen ikinci ölüm haberi, Obama'nın ziyareti öncesi yaşanan manzaranın kaldığı yerden devam etmesine neden oldu. Batı Şeria bir anda karıştı. El Halil sokaklarında protestolar vardı. Gösteriler Kudüs'e oradan Gazze'ye sıçradı. Sokaklar savaş alanına döndü.

İsrail askerlerinin müdahalesi çok sertti. İsrail Ordusu geçtiğimiz haftalarda Filistinlilerin taşlı direnişine karşı peş peşe açıklamalar yaptı. "Taş öldürür" dediler, "taş atılmasına sessiz kalınmaz" dediler, taşla silahı eş tutup, taş atana gaz bombası yağdırma kararı aldılar.

Öyle de oldu. Kudüs'te Haremüşerif'in 8 kapısından biri olan Şam Kapısının önündeki göstericilere gaz bombaları ve plastik mermi atıldı. Çoğu gösterici tartaklandı. Çıkan olaylarda en az 20 Filistinli göz altına alındı bir çoğu yaralandı.

Filistinliler cezaevlerindeki ölümlerin peşini bırakmamaya da kararlı. Ebu Hamidiye kanserdi ancak ölümü neden gerçekleşti bu tam olarak bilinmiyor. Filistinlilere göre İsrailli yetkililer bilerek yanlış tedavi uyguladı ve 64 yaşındaki kanser hastası esirin ölümüne davetiye çıkardı. Bu iddiada ısrar eden Esirler Bakanlığı, Hamidiye'nin cesedine otopsi istedi. Filistin yönetimi, çıkan sonuca göre ikinci bir hamle hazırlığı da yaptı.

Eğer esirin ölümünde yanlış tedavi uygulaması gibi bir durumla karşılaşılırsa Filistin yönetimi, İsrail'i Uluslararası Mahkemelere şikayet etme kararı aldı. 29 Kasım'daki BM Genel Kurul oturumunda BM'de gözlemci devlet statüsü elde eden Filistin, aynı zamanda BM'ye bağlı uluslararası mahkemelere de üye olmuş ve bu mahkemelere İsrail'i dava etme hakkı kazanmıştı.

SON DAKİKA