|
 |
 |
 |
  |
|
Sermayemiz birikti sıra markada
Tekstil ve konfeksiyon sektörü 30 milyar dolarlık üretim değeri ve ihracatımız içindeki yüzde 33'lük payı ile ekonominin vazgeçilmezleri arasında bulunuyor.
Sabah Gazetesi'nin Serbest Ekonominin 20. Yılı başlığı ile Türkiye'de serbest piyasa ekonomisine geçişin serüvenini ve hedeflerini 11 ana sektör altında inceleyerek Türk okuruna sunuyor olması, çok önemli bir hizmettir. Bu araştırma serisindeki üçüncü çalışma olan Tekstil ve Konfeksiyon Sektör Gazetesi Türk sanayileşmesinin tarihi gelişimini de gözler önüne sermektedir. Tekstil ve konfeksiyon sektörü tüm dünyada gerek üretim sürecinde yaratılan katma değer ve gerekse de ihracat gelirleri içindeki yüksek payı nedeniyle ekonomik kalkınma sürecinde önemli roller üstlenen ve ülkelerin kolayca vazgeçemediği bir sektördür. Tekstil ve konfeksiyon sektörü, ülkelerin daha ileri sanayilere geçiş için yarattığı sermaye birikimi ve yetişmiş işgücü sebebiyle ellerindeki en önemli basamak taşlarından birisi konumundadır.
YÜZDE 80'İ KOBİ Ekonomik kalkınmanın ileri aşamalarına geçmiş gelişmiş ülkelerde tekstil ve konfeksiyon sektörünün imalat sanayi üretimi içindeki payı sürekli azalırken, gelişmekte olan ülkelerde ise imalat sanayi üretimi içinde sektörün payı artmıştır. Tekstil ve konfeksiyon sektörü, ülkemiz gibi yoğun genç nüfusa sahip ülkelerde ise önemli bir istihdam kaynağı olma özelliğine sahiptir. Türk tekstil ve konfeksiyon sektörü yaklaşık 30 milyar dolarlık üretim değeri, imalat sanayi istihdamındaki ve ihracatımız içindeki yüzde 33'lük payı ile ülkemiz ekonomisinin en önemli sektörlerinden biridir. Ancak ülkemiz tekstil ve konfeksiyon firmalarının yüzde 80'den fazlasının KOBİ niteliğinde olması ve öz sermayelerinin rakiplerine göre yetersiz kalması yeni teknolojileri uygulamaya koymalarını zorlaştırmaktadır. Ayrıca bu firmalar işletme sermayelerinin yetersiz olması sebebiyle hem üretimi sürdürmede hem de dış pazarlara açılmada ciddi engellerle karşılaşmaktadır.
ÇİN'E KARŞI ÖNLEM Tekstil ve konfeksiyon firmalarımızın Araştırma-Geliştirme ve eğitim faaliyetlerine yeterli önemi vermemeleri, sektörün nitelikli ve verimli işgücü teminine ve katma değeri yüksek ürünlerin üretimine imkan vermemektedir. Tekstil sektöründe halen katma değeri yüksek iplik, kumaş ve teknik tekstil ürünleri üretimi gerçekleştirilememekte ve bu alanda ithalat yoluna gidilmektedir. Konfeksiyon sektöründe fason imalatın yanı sıra ülkemiz firmalarının kendi markaları ile üretime henüz yeni başlamaları kotaların kalkması sonucunda Asya ülkeleri karşısındaki rekabet şansımızın daha da azalmasına neden olacaktır. Tekstil ve hazır giyim sektöründe, eski kota uygulamasının kaldırılması sonucunda AB pazarında Çin'in payını artırması, ülkemiz sanayiini olumsuz etkilemiştir. AB'nin Çin menşeli tekstil ve hazır giyim ürünlerine 9 kategoride kota uygulamaya başlaması ihracatımız açısından olumlu olmuştur. Ancak, Çin'e karşı yeni uygulamaya konulan kotalar daha önce uygulanan kotalara göre hem sayı olarak az hem kota miktarları çok daha yüksektir. Bu nedenle AB'nin kota önlemi ülkemiz tekstil ve hazır giyim sektöründe ancak geçici ve sınırlı bir rahatlama sağlayacaktır.
TOBB BAŞKANI RİFAT HİSARCIKLIOĞLU SABAH İÇİN YAZDI
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|