Bu referandumun iki pozitif sonucu var bana göre. Biri elbette ki askeri vesayetin gölgesinde hazırlanmış 12 Eylül Anayasası'nın rafa kaldırılmasıdır. Sembolik de olsa darbeci generallerden hesap sorulmasının önünü açmasıdır. Diğeri ise Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi gerçek anlamda halkla buluşturabilecek politikalar ve kadrolar için düğmeye basma şansı yakalamış olmasıdır.
Kendisiyle konuşmadım. Ancak edindiğim izlenim ve yakın çevresinden aldığım kulislere göre, sandıktan çıkan sonuç Kılıçdaroğlu'nu ciddi anlamda sarsmış.
Her ne kadar seçim gecesi yaptığı basın toplantısında yüzde 42'lik hayır oranını olumlu bulduğunu söylese de, yüzde 58'lik evet oranının kendisinde büyük travma yaratmış olması insani açıdan gayet doğal bir sonuçtur.
Ancak bu sonuç 9 ay sonra yapılacak genel seçimler için birkaç ay içinde start verecek Kılıçdaroğlu'na verilmiş ciddi manada bir halk uyarısıdır. Halk, açık açık demiştir ki CHP'nin çiçeği burnundaki Genel Başkanı'na:
"Bak Kemal Bey! Ya CHP'yi gerçek anlamda evrensel sol değerlerin hâkim olduğu bir çizgiye çekersin! Ya da ilk seçimde sen de yok olup gidersin!"
"Ya ırkçı ve şövenist zihniyetin hâkim olduğu mevcut kadroları tasfiye edip, onların yerine gerçekten demokrasiye gönül vermiş siyasileri istihdam edersin! Ya da bizimle selamı sabahı kesersin!"