Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın İngilizce isimlerinin ilk harflerinden oluşan BRICS, Rusya'nın girişimiyle 2009'da Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Batılı müttefiklerin dünya düzeni hegemonyasına karşı alternatif bir platform oluşturmak amacıyla kurulmuştur. Bu platforma 2010 yılında Güney Afrika ve 2024 yılında ise Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri katılmıştır. Hali hazırda hukuki statü itibarıyla uluslararası kurum niteliğinde olmayan BRICS'e üye ülkeler dönüşümlü olarak başkanlık etmekte, yılda bir kez devlet ve hükümet başkanları bir araya gelmekte, oy birliği ile karar alınmaktadır. Üye ülkelerin sosyo-ekonomik durumu dikkate alındığında (üye ülkeler dünya kara yüzeyinin yaklaşık %27'sini ve küresel nüfusun %42'sini oluşturmaktadır) BRICS'in yakın bir zamanda mevcut hegemon yapılara karşı alternatif bir platform olabileceğini söylemek mümkündür.
Siyasal gelişmeler ve küresel ekonomik dinamiklerin hızla değişim ve gelişim gösterdiği yüz yılımızda BRICS, bu gelişmelere uygun bir yapılanma örneğini gösterdiğini söyleyebiliriz. BRICS bilenen örgütlerden farklı olarak coğrafi esasa dayanmayan entegrasyonlara bir örnek teşkil etmektedir. BRICS ülkeleri demokratik, kültürel ve ekonomik olarak farklı özelliklere sahiptirler. Buna karşın ekonomik yapı ve büyüklükleri, üretim yapıları ve uluslararası ticaretteki payları itibarıyla benzer özelliklere sahiptirler. O nedenle BRICS, siyasi entegrasyon değil, ekonomik temelli bir entegrasyondur denilebilir.
Dünyanın çok kutuplu bir dünya düzene doğru yol aldığı bu dönemde söz konusu haliyle BRICS, uluslararası ilişkilerde pozitif çok kutupluluğun oluşumuna katkı sağlayacak ve küresel yönetişimi etkileyebilecek bir güç merkezi olmaya adaydır. BRICS'in etki gücü, gelişmekte olan ülkeler arasında iş birliği ve ekonomik büyüme için alternatif bir platform oluşturmaktan kaynaklanmaktadır. Örgüt üyeleri, özellikle küresel karar alma süreçlerinde daha etkin bir rol oynamayı ve uluslararası arenada adil bir güç dengesinin sağlanmasını için çaba sarf etmeyi hedeflemektedirler.
Rusya – Ukrayna savası sürecinde dış seyahatlere pek çıkmayan Vladimir Putin'in 6 yıl sonra Bakü'ye gerçekleştirdiği ziyaretin ardından Azerbaycan'ın BRICS'e resmi olarak başvuruda bulunması özellikle Türk dünyasında dikkatleri yeniden bu oluşumun üzerine çekmiştir. Acaba yeni bir blok mu doğuyor? Azerbaycan eksen kayması mı yaşıyor? gibi sorular sorulmaya başlandı.
Ancak Azerbaycan'ın BRICS'e başvurması eksen kayması olarak görmek doğru değildir. Başka bir ifadeyle Azerbaycan'ın BRICS'e başvurması ülkenin dış politikasının geleneksel ilkesi olan "Denge Politikası" ile açıklamak mümkündür. Bilindiği üzere Azerbaycan dış politika stratejisi, Haydar Aliyev tarafından kurumsallaştırılan ve İlham Aliyev tarafından da sürdürülen "denge politikası" üzerine kurulmuştur. Bu politika pratikte olumlu sonuç vermiş, Azerbaycan'ın bölgedeki ağırlığını artırmış ve birçok sorunun çözümüne katkı sağlamıştır. Özellikle Ermenistan'ın Karabağ işgali süreci ve sonrasında Batı'nın Ermenistan yanlı izledikleri politikaya karşın Azerbaycan'ın izlediği denge politikasıyla başta bağlantısızlar hareketine üye ülkeler olmak üzere birçok ülkeyi yanına almayı başarmıştır. Bunu Azerbaycan'ın denge eksenli dış politikasının başarısı olarak okumak mümkündür.
Azerbaycan'ın BRICS'e üye olmak için başvuruda bulunması duygusal ya da konjonktürel bir talep olarak görmek mümkün değildir. Bu başvuru iyi hesaplanmış, ölçülmüş ve biçilmiş bir iradenin ürünüdür. Azerbaycan, BRICS'e üye olmayı ülkenin bölgedeki ağırlığını ve etki alanını daha da genişletecek bir adım olarak görmektedir. Azerbaycan aydınlarına göre BRICS'e üye olmak ülkeyi küresel konularda daha fazla söz sahibi olma imkanına kavuşturacak ve uluslararası arenada daha güçlü bir konum kazandıracaktır.
BRICS'e üyelik bölgesel ilişkiler açısında da Azerbaycan'ın elini rahatlatacaktır. Bilindiği üzere İkinci Karabağ Savaşı süreciyle Türkiye-Azerbaycan-Pakistan arasında oluşan doğal müttefikliğe karşın Hindistan-Ermenistan-İran arasında karşı bir ittifak oluşmuştur. Bu karşıt durumun ve özellikle Hindistan'ın Ermenistan'a silah temin etmesi Azerbaycan'ı rahatsız etmektedir. Azerbaycan'ın BRICS'e üye olması platformun en önemli devletlerinden biri olan Hindistan'la daha iyi ilişkiler kurmasına imkan sağlayabilir. Bu da Hindistan'ın Ermenistan'a olan desteğini yeniden gözden geçirmesi sonucu doğuracaktır.
Azerbaycan da BIRCS için stratejik öneme sahip bir ülkedir. Azerbaycan Güney Kafkasya'nın en istikrarlı ve aynı zamanda en güçlü enerji kaynaklarına sahip ülkedir. Çin ile Avrupa arasında önemli geçit yolları odak noktasında yer alan Azerbaycan, Asya ile Avrupa arasında köprü rol üstenmiş stratejik bir coğrafyada bulunmaktadır. Zengezur koridorunun açılması halinde etkinliği artacak olan Orta Koridorun anahtar ülkesidir. Benzer şekilde Avrupa enerji arz güvenliğinin temininde kilit ülkelerden biridir. Bu özellikleriyle Azerbaycan BRICS ülkelerinin Batı'ya açılan kapı rolünü üstlenebilir. Batı'nın hegemonyasını kırmak felsefesi üzerine kurulmuş bulunan BRCS ülkeleri için güçlü bir ekonomiyi sahip, istikrarlı, Batı ülke ve kurumlarıyla iyi ilişkileri olan, Batı ile ilişkilerinde kilit bir oyuncu olma potansiyeline sahip bulunan Azerbaycan'ın platforma üye olması BRICS'in amaçlarıyla da örtüşmektedir.
Öte yandan Azerbaycan BRICS'ın lokomotif iki ülkesi olan Çin ve Rusya ile iyi ilişkiler içindedir. Bilindiği üzere Kazakistan'ın başkenti Astana'da 3-4 Temmuz 2024 tarihlerinde gerçekleştirilen Şanghay İşbirliği Örgütü Devlet Başkanları Zirvesi'nde Azerbaycan ve Çin arasında "Stratejik Ortaklığın Kurulmasına İlişkin Ortak Bildiri" kabul edilmiştir. Bu bildiride Azerbaycan'ın BRICS'e katılma isteği ifade edilirken, Çin'in de bu talebe olumlu yaklaştığı belirtilmektedir. Diğer taraftan Azerbaycan 22.02.2022 tarihinde Rusya ile "Müttefiklik Faaliyetleri Hakkında Beyanname" imzalamıştır. Bu beyannameye göre iki ülke hem küresel hem de bölgesel çapta barışı güçlendirmek, istikrar ve güvenliği artırmak için iş birliği yapacaktır. BRICS'in önemli oranda Rusya Devlet Başkanı Putin etkisinde olduğu gerçeği göz önüne alındığında Azerbaycan üzerinden Batı'ya açılmayı hedefleyen Rusya, Azerbaycan'ın BRICS'e katılmasını ciddi olarak talep etmektedir.
Azerbaycan'ın ekonomik açıdan da BRICS ülkeleri ve özellikle Rusya ve Çin ile güçlü ilişkilere sahiptir. Azerbaycan'ın BRICS ülkeleriyle dış ticaret hacmi hızlı bir şekilde artmaktadır. "Media Təhlil Mərkəzi"nin Azerbaycan Devlet İstatistik Komitesi'nin resmi internet sayfasında yer alan rakamlara dayanarak hazırladığı rapora göre Azerbaycan'ın BRICS ülkeleriyle olan dış ticaret hacmi 2023 yılının sonunda 9,78 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakam 2022 yılına göre %13,5 oranında bir artış göstermiştir. 2024 yılının ilk yarısında ise Azerbaycan'ın BRICS ülkeleri ile yaptığı dış ticaret hacmi 4,96 milyar dolara ulaşmıştır. Bu rakam 2023 yılının toplamının %51'ine denk gelmektedir. Bu verilerden hareketle yıl sonu itibarıyla 2024 yılında dış ticaret hacmi 2023 yılı rakamlarına göre çok daha yüksek olacağı tahmin edilmektedir. Son beş buçuk yılda Azerbaycan'ın toplam dış ticaret hacmi 217,3 milyar dolar gerçekleşmiştir. Bu rakamın %19,49'u yani 42,3 milyar doları BRICS ülkeleri ile olan dış ticaret hacmidir. Diğer ülkelerle olan dış ticaret hacmi ise 175 milyar dolara ulaşmıştır. Daha açık bir ifadeyle Azerbaycan'ın ihracat işlemlerinin %9'u (yani 12,66 milyar doları), ithalat işlemlerinin ise %38,66'sı (yani 29,7 milyar doları) BRICS ülkeleriyle gerçekleştirilmiştir.
Bu dönem zarfında BRICS ülkeleri içinde Azerbaycan'ın en büyük ticaret ortağı Rusya olmuştur. Azerbaycan'ın 2019'dan 2024 yılının Temmuz ayına kadar Rusya ile olan dış ticaret hacmi 18,9 milyar dolar olmuştur. Bu da BRICS ülkeleri ile olan toplam dış ticaret hacminin %44,7'sine tekabül etmektedir. İkinci sırada 12,7 milyar dolar ile Çin yer almaktadır. Çin ile olan dış ticaret hacmi, BRICS üyeleri ile olan ticaret hacminin %30'unu oluşturmaktadır. Üçüncü sırada ise %15,14 pay ile Hindistan yer almaktadır. Hindistan ile olan dış ticaret hacmi 6,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Dördüncü sırada 2,56 milyar dolar (%6) ile İran yer almaktadır. Kalan %4,1'lik kısım, yani 1,73 milyar dolar ise diğer BRICS ülkeleriyle gerçekleştirilmiştir. Burada dikkat çeken bir husus da Azerbaycan'ın BRICS ülkeleriyle dış ticaret hacminde ithalatın ağır basmasıdır.
Sonuç olarak dünyanın çok kutuplu bir düzene doğru ilerlediği bir dönemde hem ikili ilişkilerde hem de çok taraflı formatlarda diyalog, işbirliği ve dayanışmayı önemseyen Azerbaycan'ın izlediği denge politikası, ülkenin BRICS'e üye olması için makul ve gerekli bir zemin oluşturmaktadır. Ekim 2024 tarihinde Rusya'nın St. Petersburg kentinde gerçekleşen BRICS 10. Parlamento Forumu'da konuşan Azerbaycan Milli Meclisi Başkanı Sahibe Gafarova, çok taraflılığın güçlendirilmesinin önemine vurgu yaparak, ülkesinin "BRICS'e katılma arzusu" içinde olduğunu belirtmiştir. BRICS, jeopolitik konuların yanı sıra, ekonomik işbirliği, çok taraflı ticaret ve kalkınmayı arttırmaya odaklanan bir kuruluştur. Dolayısıyla Azerbaycan'ın BRICS'e katılması ülkeye sağlayacağı siyasi katkı kadar ekonomik iş birliği fırsatları da sunacaktır.