İkinci Karabağ Savaşı (Vatan Muharebesi)'nın, Azerbaycan'ın zaferi ile sonuçlanması üzerine Rusya arabuluculuğunda imzalanan üçlü deklarasyon maddeleri arasında Zengezur Koridoru'nun açılması hususu da yer almıştı. Böylece SSCB'nin dağılmasından bu yana 30 yılı aşkın süre kapalı olan bu güzergahın yeniden açılmasının gündeme gelmesi, başta Türk Dünyası olmak üzere dünya kamuoyunun dikkatini Zengezur Koridoru'na çevirdi.
SSCB döneminde Türk Dünyasını bölmek politikası kapsamında Azerbaycan ile Türkiye arasındaki karasal bağlantıyı kesecek şekilde bilinçli olarak bölgede Ermenistan devleti kurulmuştu. Ermenistan devletinin kurulmasıyla Azerbaycan ile Türkiye arasından doğrudan karasal bağlantı kopmuştu. Diğer taraftan ilerleyen dönemlerde yine Azerbaycan'ın kadim topraklarından Zengezur Koridoru da Ermenistan'a hibe edilmişti. Böylece Azerbaycan ile Nahçıvan arasında da karasal bağlantı kesilmişti. Bu düzenlemeler sonucu Zengezur koridoru Ermenistan'ın denetiminde Azerbaycan ile Türkiye arasında geçiş kapısı haline getirilmişti.
SSCB döneminde Nahçıvan üzerinden Azerbaycan'dan Türkiye'ye geçişe kapalı olduğu için Zengezur koridorunun stratejik önemi pek anlaşılmamıştı. Aynı şekilde bu dönemde Azerbaycan ile Ermenistan'ın her ikisi de SSCB üye ülkesi olduğu için Azerbaycan'dan Nahçıvan'a kara yoluyla geçişlerde bir sıkıntı yaşanmamıştı. Dolayısıyla da Koridorun statüsü pek tartışılmamıştı. SSCB'nin dağılması ve Birinci Karabağ Savaşı'nın sonucunda Ermeniler tarafından Karabağ Bölgesi'nin işgal edilmesinin ardından Zengezur Koridoru'nun kapatılmasıyla Azerbaycan'dan karayoluyla Nahçıvan'a geçişte ciddi sorun çıkmaya başlamış ve Azerbaycan kendi toprakları olan Nahçıvan'la karasal bağlantısı kesilmiştir.
Vatan Muharebesi'nin kazanılması sonucunda Rusya'nın arabuluculuğunda yapılan anlaşma metnine, özelde Azerbaycan ve Nahçıvan, genelde ise Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile Türkiye arasında kesintisiz kara ulaşımına sağlama imkânı verecek olan Zengezur Koridoru'nun açılması konusunda hüküm konulmuştu. Ancak ilerleyen 3 yıllık süreye rağmen bu konuda herhangi bir gelişme sağlanmamış ve söz konusu mesele kesin barışın sağlanması önünde ciddi bir engel olmaya devam etmiştir.
Zengezur Koridoru'nun bölgesel ve stratejik önemi
Zengezur Koridoru, Orta Koridorun önemli ana arterlerinden biridir. Azerbaycan açısından Orta Koridor, ülkenin bölgesel geçiş merkezi konumunu güçlendirmekte ve Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye Stratejik Üçgeni'nin daha da derinleşmesine katkıda bulunmaktadır. Azerbaycan'ın bu koridordaki belirleyici rolü sadece Azerbaycan-Çin açısından değil, aynı zamanda Azerbaycan'ın Avrupa ve bölge ülkeleri açısından da stratejik önemini artırmaktadır. Azerbaycan'ın Doğu-Batı koridorunda daha büyük bir rol alması, ülkenin Kuzey-Güney koridoru boyunca çekiciliğini artırmakta, başta İran ve Rusya olmak üzere komşu ülkeleri Azerbaycan'la işbirliğini derinleştirmeye teşvik etmektedir.
Ayrıca Orta Koridor'un Azerbaycan'ın ulusal ekonomisini çeşitlendirmesine ve ekonominin petrole olan bağımlılığını azaltmasına da yardımcı olması beklenmektedir. Azerbaycan-Çin ilişkilerinin gelişmesi aynı zamanda daha fazla Çin yatırımının bölgeye çekilmesini ve iş ortamını geliştirmesini sağlayacaktır. Bu durum bölgeyi ülkenin uluslararası tedarik ağının ayrılmaz bir parçası haline getirecek ve bölgenin bir ulaşım merkezi olma potansiyelini artıracaktır. Siyasi açıdan Çin'in bölgede artan etkisi, Rusya'nın dengelenmesine, Azerbaycan'ın siyasi arenada manevra kabiliyetinin artmasına ve Çin'in öncü rol oynadığı uluslararası kuruluşlarla (örneğin Asya Altyapı Yatırım Bankası) ilişkilerinin geliştirilmesine yardımcı olabilir.
İran'ın Zengezur Koridoru'na bakışı
İran, Çin'den Batı'ya uzanacak Doğu-Batı koridorunun devamı olan Zengezur Koridoru'nun hayata geçmesi halinde hem bölgesel hem de küresel düzeyde de sahip olduğu jeo-stratejik avantajları büyük ölçüde kaybedeceğinden endişelenmektedir. Pakistan ve Hindistan üzerinden Çin'e doğal gaz boru hattı ve alternatif koridor açmaya çalışan ancak bu konuda başarı sağlamayan İran, Zengezur Koridoru'nun açılması halinde Türk dünyası üzerindeki etkisini önemli ölçüde kaybedeceğini ve bölgede hem ekonomik hem de siyasi açıdan önemli bazı avantajlarını kaybedeceğini düşünmektedir.
Diğer taraftan koridorun açılması halinde Azerbaycan'ın önemli bir stratejik konum elde edeceğini hesaplayan İran, bu durumun Azerbaycan'ın İran'da yaşayan Türk nüfusu üzerinde etkisi artıracağını hesaplamaktadır. Buna karşı İran, "Bölgede mevcut siyasi sınırların değişmesine izin vermeyeceğiz" tehdidinde bulunarak statükonun devamı sağlamaya çalışmaktadır. Ayrıca Zengezur Koridoru'nun açılması halinde Çin ve Orta Asya'dan Batı'ya uzanan lojistik güzergâhtan dışlanacağı ve bunun da büyük bir mali kayba yol açığını hesaplamaktadır.
Diğer taraftan siyasi açıdan çevrelenerek bölgeden yalnızlığa sürükleneceğinden endişe duyan İran, Zengezur Koridoru'nun açılması "Bölgede NATO varlığı için zemin hazırlayacağı" iddiasında bulunarak bu koridorun açılmaması için atacağı adımlara gerekçe bulmaya çalışmaktadır. Nitekim 30 Ağustos 2024 tarihinde Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile görüşen İran'ın Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, görüşmesinde Zengezur Koridoru'na ilişkin olumsuz görüşlerini yineleyerek ve Ermenistan'ın toprak bütünlüğüne tam destek verdiğini vurgulayarak Ermenistan'a ısrarla "Zengezur sizin zararınıza!" ifadesinde bulunmuştur.
Azerbaycan Zengezur'dan vaz mı geçti?
Rusya'nın arabuluculuğunda gerçekleşen ateşkes anlaşmasında yer almasına rağmen Ermenistan, Zengezur Koridoru'nun açılması konusunda herhangi bir adım atmadı. O nedenle bu durum Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki kalıcı barış görüşmelerinde tıkanmaya neden oldu. Barış görüşmelerinin yürümesi amacıyla iki ülke arasında sağlanan mutabakatla "Zengezur Koridoru"nun açılması konusu öncelik olmaktan çıkarıldı. Azerbaycan tarafından hep gündemde tutulan "Zengezur Koridoru"nun açılması konusunun ertelenmesi kamuoyunda kafa karışıklığına neden oldu. Oysa işin gerçeği "Zengezur Koridor"unun açılması gündemden çıkarılmadı, yalnızca barış görüşmelerin yürümesi için konu ertelendi. Nitekim Azerbaycan Cumhurbaşkanı temsilcisi Amirbayov'un ifadesi "Karşılıklı mutabakata vararak, bu paragrafı barış anlaşmasından çıkarmaya ve daha sonraki bir aşamaya taşımaya karar verdik" şeklindeydi. Böylece bu mutabakatla iki tarafın en tartışmalı olan konuyu ertelemeyi kabul ederek müzakere yolu açılmıştır.
Aslında bu erteleme ile Zengezur konusunun iki ülkenin yeniden ele alması ve kendi aralarında çözüm bulması için bir şans imkânı vermektedir. Mesela üçlü mutabakat metninde yer alan Koridorun Rusya denetiminde açılması hususu Azerbaycan kamuoyunu ciddi bir şekilde rahatsız etmektedir. Belki atılan adımla bu hususun düzeltilme imkanı doğacaktır. Buna rağmen Zengezur hususunun ertelenmiş olması barış müzakerelerinin sorunsuz devam edeceği anlamına gelmemektedir. Bu mesele kadar ciddi bir diğer mesele de Azerbaycan'ın Ermenistan Anayasası'nda yer alan Azerbaycan'dan toprak iddiaları ve Karabağ'a yönelik atıfların kaldırılması talebidir. Bu durum Bakü ve Erivan arasındaki barış sürecinde müzakerelerin ilerlemenin önündeki önemli bir engel olmaya devam edecektir. İşin özü, iki ülke arasındaki kalıcı barış için yürütülen müzakerelerin kısa sürede bitmeyeceğini söylemek mümkündür.