Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ İBRAHİM ALTAY

Kayıt dışı meselesi

İnsanlar yayımlanmasını istemedikleri şeyleri gazetecilere neden anlatırlar?
Kendilerini çok yalnız hissettikleri için mi?
Gazeteciler sır tutmayı çok iyi bildikleri için mi? Sanmıyorum.
Yanıt genellikle 'söyleme sorumluluğunu alamamak' ile 'bilinmesini istemek' arasındaki ikircikli duyguda gizlidir.
Kaynak haberi değilse bile habercinin kanaatini etkilemeyi amaçlar. "Yazılmasını istemiyorum ama bu işler aslında böyle" demeye getirir. "Benden duymuş olma ama..." demeye getirir.
Gazeteciyi duygusal olarak etkilemeyi ya da yönlendirmeyi amaçlar. Dikkat edilmezse bir tür suiistimal ilişkisi kurar. Bu yüzden sağlık, güvenlik gibi istisnai sebepler yoksa hiçbir röportajı 'kayıt dışı' (off the record) yapmamakta yarar var.
Pek çok insan bilmez: Bir cümlenin kayıt dışı sayılabilmesi için 'ön alma' gereklidir.
Yani haber kaynağı hangi cümlenin kayıt dışı olduğunu o cümleyi söylemeden önce belirtmelidir. Sonra değil. Kimse röportaj yapılıp bittikten sonra "Şu kısımları yayımlama" deme hakkına sahip değildir. Elbette diyebilir ama olan olmuş, geçen geçmiştir.
Muhabir bu ricayı dikkate almayabilir.
Şarkıda da belirtildiği gibi: "Son pişmanlık neye yarar / Her şeyin bedeli var/ Buraya kadar."
Peki, yazılmamak kaydıyla söylenen şeyler hangi durumlarda yazılabilir? Haber kaynağı öldüğünde mi? Röportaj sırasında geçerli olan şartlar bütünüyle değiştiğinde mi? Haber kaynağının size yalan söylediği ortaya çıktığında mı?
Bu konuda farklı yaklaşımlar var ama bence yanıt çok basit: Gazeteci bir kez söz vermiş ise ona her koşulda ve sonsuza dek uyması gereken kişidir.
Aksi, ahde vefasızlık olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA