Medya bazen öğretici olabiliyor.
İrlandalı turist haberlerinde olduğu gibi.
Meşrubat dolabını hızlı açtığı için su şişelerinin düşmesine neden olan 'kahraman' turist esnafın saldırısına uğradı.
Dövüş sporlarıyla hemhal olduğu iddia edilen turist sopa ve sandalye darbelerine karşı kendisini savunmayı başardı, hatta saldırgan esnaflardan birini hakladı.
Seçim hükümeti ve terör haberlerinden daha çok ilgi gördü bu gelişme. sabah.com.tr'deki dahil kavganın videoları milyonlarca kez izlendi.
Bir 'yabancı'nın 15 'yerli'nin 'icabına bakması' milli gururu incitmek şöyle dursun, milli vicdanı hoşnut bile etti. Gerçi turistin safkan İrlandalı değil de Arap asıllı olduğu ortaya çıkınca tepkilerin vicdanla değil öfkeyle izahı daha kabil hale geldi. 'Toplum mazlumdan ve zayıftan yana duruyor' diyelim. 'Meşru müdafaaya saygı duyuyor' diyelim. 'Kavga ahlakına aykırı davrananların bu şekilde cezalandırılmasını takdir ediyor' diyelim. Hatta 'Calut'a karşı Davut'u destekliyor' bile diyelim.
Fakat bazı sorumsuz bireylerin şahsında esnaflık mesleğinin şeytanlaştırılmasına ne diyelim?
Esnafın ve medyanın üzerinde düşünmesi gereken bir mesele var. 'Çevredeki esnafın yardımıyla' klişesinin yerini ne oldu da 'zorba esnaf' tasavvuru aldı. 'Palalı esnaf' ve 'gazeteci öldüren esnaf' figürleri ya da Cumhurbaşkanı'nın "Esnaf kardeşim" hitabı mı neden oldu buna?
Sizce de burada hatalı bir genelleme yok mu? Türkiye'de resmi kayıtlara göre iki milyona yaklaşan esnaf var.
Kuvvetle muhtemeldir ki bunların önemlice bir kısmı meslektaşlarının bu eylemlerini onaylamıyorlar.
O halde bir meslek erbabını topyekun nefret objesine dönüştürmek neden?
Neden haberlerde ısrarla bu kişilerin meslek grubuna vurgu yapıyor, esnaf deyip geçiyoruz?
İsimleri ya da başka özellikleri yok mu?