Yunanistan'da, seçmenin iktidardaki parti PASOK'u cezalandırması bekleniyordu. Ama, kimse bu kadar büyük bir darbeyi hesap edememişti. 2009'da % 46 ile iktidara gelen PASOK, % 14'e geriledi. Buna mukabil, muhafazakâr Yeni Demokrasi Partisi (YDP), muhalefette olmasına rağmen oy kaybına uğradı. 2009'da % 33; son seçimlerde % 20. YDP'den kopan Bağımsız Elenler Partisi de % 10 ile parlamentoya milletvekili sokabildi. Merkez partilerinde derdine derman bulamayan halk, radikal sağ ve radikal sola yöneldi. Özellikle faşist olarak nitelendirilen Hrisi Avgi'nin (Altın Şafak Partisi'nin) % 7 alarak barajı aşması şok yarattı. Radikal sol ittifak Syriza % 16, Yunan Komünist Partisi % 8 ile Meclis'te temsil hakkı elde etti.
Bu zor dönemde, Yunanistan bir de hükümet krizi ihtimaliyle karşı karşıya. Yunan Anayasası'na göre, hükümet belirli bir süre içinde kurulamazsa yeni seçimler düzenleniyor. Ama kurulduğu takdirde dahi, içinde büyük çelişkiler taşıyacağı kesin. Merkez partiler, radikal uçların esiri haline gelebilir. Yunanistan'da baraj % 3. Düşük oran temsili açıdan katkı sağlasa bile, istikrar yönünden sıkıntılı sonuçlar doğurabiliyor. Biz bunu, 12 Eylül öncesi yaşadık. Küçük partilerin büyük partileri esir aldığını gördük. Türkiye'de % 10 barajı yüksek; düşürülmeli. Ama, CHP'nin önerdiği % 7 seviyesinde barajı muhafaza etmek gerektiğine inanıyorum. Zira parçalanan siyaset de ülkeye yarar sağlamıyor.