Dün, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın ölüm yıldönümüydü. Bu 3 genç hakkındaki idam kararı, 6 Mayıs 1972'de infaz edildi. Silâhlı propaganda yöntemini benimseyen çok sayıda örgütün, huzursuzluk yarattığı bir Türkiye söz konusuydu; bu yüzden, o tarihte, vatandaşların önemli bir bölümü idam cezasına karşı çıkmıyordu.
Bugünün gözlükleriyle düne bakanlar, 1972'de, idamı onaylayan parlamento çoğunluğunu ve özellikle Adalet Partisi'ni de kınıyorlar. Oysa, CHP'li milletvekili ve senatörlerin bir kısmı da, bu 3 gencin asılması lehinde oy kullanmıştı. Zaten o tarihte, CHP'de, farklı eğilimler mevcuttu. 12 Mart müdahalesinden sonra istifa ederek pozisyon alan Ecevit'e mukabil, Genel Başkan İsmet İnönü, askerlerin kurdurduğu hükümete, tıpkı Adalet Partisi gibi bakan vermiş, Başbakan Nihat Erim de, CHP milletvekilleri arasından seçilmişti. Bu iki farklı duruş, idam kararının oylamasına da yansıdı. İsmet Paşa'nın kendisi idamın aleyhinde olmasına rağmen, grup kararı aldırmadı ve milletvekillerini serbest bıraktı. Oylamadan hemen önce yaptığı konuşmada şöyle diyordu: "Cemiyetimiz büyük bir hastalık geçiriyor. Gençler anarşiye müptela olmuşlar. Bu gençler, içeriden ve dışarıdan tahriklere kapılan hastalar olarak görünüyor. Cemiyetin vazifesi, zorla sakat fikirlerini tatbik edemeyeceklerini, onların kafasına dank dedirtecek kadar sokmasıdır. Ayrıca onlara, müebbet hapislikleri zamanında rahat bir hayata kavuşmayarak, çalışma mecburiyetinde bulunduklarını ceza usulleriyle göstermektir. Biz, idam cezalarının yapılmamasını isteriz. Ama, yapılsın yapılmasın diye bağlayıcı bir karar almadık. Tamamen vicdani bir meseledir. Aramızda farklı fikirler ve reyler görürseniz, bunu, bizim zaafımıza vermek yanlış olur."
Meclis'teki oylamaya 144 kişilik CHP grubundan 97 kişi katılmadı. Sadece 47 CHP milletvekili idamlar aleyhine oy kullandı. Senatoda da benzer bir durumla karşı karşıya kalındı. CHP'lilerin bir kısmı iştirak etmedi, bir kısmı "evet" oyu, bir kısmı da "red" oyu verdi.
Bugün, ideallerini uygulamak için devrime soyunan gençlerin idam edilmesinin çok yanlış olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ama o günkü anarşi ortamında ve idamların olağan karşılandığı bir dünyada, parlamentoda "evet" oyu kullananlar, sadece "zamanın ruhunu" yansıtıyorlardı.