Kim olursa olsun, nerede olursa olsun ve ne olursa olsun yardım et..
Birleşmiş Milletler'in (BM) Dünya İnsani Yardım Günü'nün bu yılki mottosu bu. Neden böyle bir insani yardım günü var? 19 Ağustos 2003'te Bağdat'ta BM'nin insani yardım ekibinin kaldığı bir otele bombalı saldırı düzenlenmiş ve 22 BM personeli hayatını kaybetmişti. Bu acı olayın ardından BM insani yardımın önemine ve zorluğuna dikkat çekmek için 2008 yılından bu yana 19 Ağustos'u uluslararası yardım günü olarak dünya kamuoyunun gündemine taşıyor.
Geçen haftasonu BM Genel Sekreteri Antonio Gutteres'in bu vesileyle yaptığı açıklama, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Jeffry Flake'in geçen cuma günü Türkiye'nin uluslararası yardımlarıyla ilgili söylediklerini aklıma getirdi. Flake'i ABD hükümetinin finansal kuruluşu DFC (US International Development Finance Corporation) ile Şekerbank arasındaki kredi anlaşmasıyla ilgili toplantıda dinledim. Büyükelçi Flake, deprem bölgesine yönelik 100 milyon dolarlık kredi anlaşmasıyla ilgili süreci anlatırken, Türkiye'nin uluslararası yardımlarına ilişkin satır arasında kalmaması gereken son derece önemli bir ifade kullandı. ABD'nin acil yardım ekiplerinin depremden 48 saat sonra bölgeye ulaştığını hatırlatarak söze başlayan Flake, desteklerin organizasyonu sürecinde ekibinden Türkiye'nin uluslararası yardımları konusunda bilgi istediğini söyledi ve "Böylece Türkiye'nin sadece son 7 yılda 5 kıtada 50'den fazla ülkeye insani yardım götüren bir ülke olduğunu bir kez daha gördüm. Türkiye tüm bu yardımları fazlasıyla hak etmiş, çoktan karşılığını ödemiş bir ülke. Bu nedenle ihtiyaç duyduğu anda Türkiye'ye yardım etmek bizim için bir zevk ve onurdu" dedi.
Büyükelçiyi böyle konuşturan rakamları da kısaca hatırlayalım.
Dışişleri Bakanlığı'nın konuyla ilgili aktardığı bilgiler aynen şöyle: "Küresel İnsani Yardımlar 2022 Raporu'na göre Türkiye, 2021 yılında milli gelirinin yüzde 0.86'sını insani yardım için ayırarak 2015'ten bu yana sahip olduğu 'dünyanın en cömert ülkesi' konumunu sürdürmüştür. Keza, gerçekleştirdiğimiz 5 milyar 587 milyon dolar tutarındaki insani yardımla, ülkemiz 2021 yılında ABD'nin ardından en fazla insani yardımda bulunan ülkeler sıralamasında ikinci sırada bulunmaktadır. 2020 yılında bu veriler, sırasıyla, 8 milyar 36 milyon dolar ve yüzde 0.98 olarak gerçekleşmiştir."
Türkiye sadece ayni yardımlarla değil, başta Suriye sorunu ve tahıl koridoru olmak üzere Rusya-Ukrayna savaşı dahil bölgesindeki çatışma konularında öncü bir rol üstlenerek dünyadaki huzur ve güven ortamına büyük katkı sağlıyor. Üstelik Dünya diplomasi çevrelerince fazlasıyla takdir gören bu desteklerini tam da BM'nin altını çizdiği gibi 'kim, nerede ve ne olursa olsun' mottosuyla hareket ederek.
Şimdi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki gelişmeleri hassasiyetle takip ettiğimiz bugünlerde BM'nin de kim olursa olsun, nerede olursa olsun ve ne olursa olsun tarafsızlığını koruyarak çözüm getirmesi gerektiğini hatırlatmış olalım.
Zira Rusya-Ukrayna savaşının ilk günlerinde Ukraynalı mültecilere kapılarını açan Avrupalıların neden olduğu 'sarışın mülteci' tartışmalarını hala unutmuş değiliz.
Bu arada son bir not BM Genel Sekreteri Guterres, BM'nin bu yıl 250 milyon insana acil yardım götürmesi gerektiğini ve bu rakamın 20 yıl öncesinin 10 katı olduğunu söyledi.
İbret almak isteyenler için ne müthiş bir rakam öyle değil mi?
İnsani yardım ihtiyacı azalacağına artıyor.