ABD'de bu haftanın gündemi panda diplomasisiydi. Çin'den Washington'a, dev pandaların geri dönüşü sadece bir hayvanat bahçesi olayı değil, aynı zamanda yıllardır süregelen bir diplomatik geleneğin yeniden canlanışı anlamına geliyor. Neredeyse bir yıldır dev pandaların eksikliğiyle hayal kırıklığına uğrayan hayvanat bahçesi ziyaretçileri, bu hafta iki sevimli pandanın Smithsonian Ulusal Hayvanat Bahçesi'ne varışıyla rahat bir nefes aldı. Peki, bu iki pandanın ABD'ye gelişi neden bu kadar önemli? Dev pandalar, Çin'in 1970'lerden bu yana sürdürdüğü panda diplomasisi programının bir parçası olarak dünyayı dolaşıyor. 1972 yılında ABD Başkanı Richard Nixon'ın Çin ziyaretiyle başlayan bu süreç, Çin'in ABD'ye dev panda hediye etmesiyle farklı bir boyut kazanmıştı. Pandalar, iki ülke arasındaki diplomatik bağların bir sembolü haline gelmişti. Ancak, geçtiğimiz yıl ABD'deki pandaların Çin'e geri gönderilmesi, ülkeler arası ilişkilerin gerilmesinin bir işareti olarak algılandı.
Bununla birlikte, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in, pandaların diplomatik bir unsur olduğunu vurgulaması ve işbirliğine devam etmeye istekli olduklarını açıklaması, bu ilişkinin devam edeceğine dair umut verdi. Peki bu sevimli pandalar neden sürekli geri gönderilip duruyor? Birçok kişi, pandaların yaşlandıkları için Çin'e dönmeleri gerektiği bilgisini verse de, bu süreç siyasi arenada farklı yorumlanıyor. Pandaların ABD'deki varlığı, hem turizm hem de diplomasi açısından önemli bir sembol haline geldi. Ziyaretçiler, pandaların kişiliklerine, alışkanlıklarına aşina olup onlarla bağ kuruyorlar. Dev pandaların bir nevi insanların en yakın dostu haline gelmesi bu sevginin en büyük kanıtı. Çin'in pandalar üzerinde sıkı bir kontrol uyguladığı ve doğaya yeniden kazandırma programlarında sınırlı başarı sağladığı ise başka bir tartışma konusu. Tüm bu gelişmeler ışığında, Washington'da yeniden sahne alan dev pandalar, ABD-Çin ilişkilerinde belki de bir yumuşama döneminin işareti olabilir mi? Bakalım hep birlikte izleyip göreceğiz...
ŞEMSİYE TEKNOLOJİYLE BULUŞTU
Bir düşünün, dışarıda yağmur yağıyor, siz elleriniz serbest şekilde yürüyorsunuz ve kafanızın üstünde bir drone, sadık bir dost gibi sizi yağmurdan korumak için uçuyor. İşte teknoloji dünyasının son harikası: Drone Brella! Şemsiyenin evrimi diye buna denir! Bu yenilikçi şemsiye, basit bir mekanizma üzerine kurulmuş bir drone'dan fazlası.
Artık şemsiyeyi taşımak zorunda kalmayacaksınız; o sizi takip edecek. Hem de sadece başınızın üstünde durup yağmurdan korumakla kalmıyor, rüzgara karşı dengede kalmayı da başarıyor. Yağmurlu günlerde caddeler uçan şemsiyelerle dolu, bir nevi gökyüzü balosu gibi. Bu teknolojiye bayıldık ve şimdiden hepimizin bu fikre aşık olacağına eminim.