FOX'UN dizi atağı tüm hızıyla sürüyor. Kanal, geçen hafta da iki yeni diziyi ekrana sürdü, ikisi de fena reyting almadı. Demek ki izleyici profillerini tanıyorlar ve kime neyi sipariş edeceklerini iyi biliyorlar. Buna rağmen, Bana Sevmeyi Anlat ve Rüzgarın Kalbi dizilerindeki bazı aksaklıkları yazmak da görevim.
Rüzgarın Kalbi dizisinde yıpranmamış yüzlerin kullanılması yerinde bir girişim. Burak Serdar Şanal, özellikle genç kızları ekran başına çekebilecek tüm fiziksel özellikleri barındırıyor.
Hem yakışıklı, hem cool...
Ancak dizinin ciddi bir tempo sorunu var. İlk bölümde en az dört sahnenin 'ağır gösterim' ile sunulmasının sebebini bir türlü anlayamadım. Sipariş edilen uzun bölüm süresini doldurmak için başvurulan bir yöntem mi, yoksa yönetmenin romantik sahneleri klip havasına büründürmek için giriştiği beyhude bir çaba mı, doğrusu anlayamadım.
Bana Sevmeyi Anlat dizisinin oyuncu kadrosu ise ilk bakışta göz kamaştırıyor.
Kadir Doğulu, Seda Bakan ve Mustafa Üstündağ... Ancak dizilerin baş belası 'kimya tutmaması' olayı, bu dizinin de en büyük handikabı.
Kadir Doğulu ile Seda Bakan yan yana geldiğinde ünlü Mona Lisa'nın yüzündeki çözülmez tebessüm gibi duruyorlar. Bir taraf hüzün ve romantizme bulanmış, diğer taraf 'Hadi eller havaya' kıvamında...
Bir de... 'Dizi isimleri ille de şarkı sözlerinden alınacak' diye bir kural kondu da benim mi haberim olmadı.
Bu ne yaratıcılık kabızlığıdır!