Çocukluk zamanlarımı hatırlıyorum...
Bayramlarda seyranlarda havalı misafirlerimiz dünya üzerine atıp tutmaya başladıklarında, lafı hemen petrole getirir ve şöyle sorarlardı:
"Petrolü olmasa, kim sözünü eder bu Ortadoğu'nun?" Nedense kahvenin yanında ikram edilmezse eksiklik olacağına inanılan likörü kafalarına dikerken şunu da eklerlerdi:
"Arapların biti petrol yüzünden kanlandı; çek petrol rezervlerini ayaklarının altından, geriye çöl kalır; ne yapsın onları Amerikalısı, İngiliz'i!" Ardından çokbilmiş bir gerdan kırış ve kolonyal çiftlik kâhyalarını andıran kıkırdayışlar gelirdi...
***
Ben de erken yaşlarda okuma delisi olmuş, ansiklopedilerle falan aşk yaşayan bir çocuk olarak hep şaşarak dinlerdim onları...***
Maalesef ülkenin "eğitimli" kesimleri için uzun yıllar böyle geldi geçti...***
Ortadoğu, Ortadoğu deyip duruyoruz...
Daha çok diyeceğiz...
Ne Doğu oysa ne de Batı...
Yüzyıllarca "dünyanın merkezi" olan bir yeri 1850'lerde İngiliz Sömürge İdaresi "Ortadoğu" diye adlandırmış, sonrası gelmiş...
Düşünün işte!
İnsanlara inandıkları kitapları bile unutturur sömürgecilik!
Hiç bu yönden baktınız mı?
***
NOT DEFTERİ
Gençken hiç hatıraların yokmuş gibi yaşaman ne gariptir. Sonra hatıralar birden bütün hayatını ele geçirir ve şimdiki zaman gözüne hüzünlü görünür. (DOUGLAS COUPLAND / X Kuşağı)
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz