Bundan tam dört yıl önce şu günlerde yaşadıklarımızı çarçabuk unuttuk mu?
Kovid patırtısından söz ediyorum...
Her akşam yayınlanan garip ölüm, hastane yatışı ve iyileşme rakamlarının zihinlerde uyandırdığı dehşet duygusundan...
Dünya Sağlık Örgütü'nün "tek devlet" haline gelişinden...
Kitlelerin sert biçimde ve korkutularak hizaya sokuluşundan söz ediyorum...

***

Bizim okumuş insanımız neden amneziden (unutkanlık hastalığı) mustarip?
Ve çoğunluğun bu yaşananları hala unutmayanlara (ki hiç azımsanacak sayıda değiller) hala burun kıvırıyor olmaları ne garip!
Oysa Batı medyası skandal nitelikte haberlerle sarsılıyor...
Dünya Sağlık Örgütü yönetimi artık ciddi biçimde şüpheli bir kadro...
Ama bizim Sağlık Bakanlığı'ndan çıt yok!
Dev aşı şirketlerinin CEO'ları birer birer itiraflara başladılar ama bizim o zamanlar "minik bir pıhtıdan bir şey olmaz" diye yumurtlayan hekimlerimizden ses gelmiyor.

***

Önümüzdeki günlerde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) üye devletler üzerindeki yetkisini genişletecek bir anlaşmanın imzalanmasına hazırlanıyor.
ABD'li senatörler "WHO'nun pandemi sırasında en temel işlevini yerine getirmede başarısız olduğunu gördük, örgütün yetkisini büyütecek bir anlaşmaya imza atılmasını kabul edemeyiz" diyerek imza toplamaya başladılar.
Bizden benzer konulara eğilen tek bir vekil var mı?
Siyasi kadrolarımız global meseleler karşısında niye bu kadar renksiz, bu kadar ilgisiz?

***

"UZUN VADEDE GALİP GELECEĞİZ"

Stephen Kapos, 87 yaşında, ailesi Nazi soykırımında katledilmiş, kendisi güç bela kurtulabilmiş Budapeşteli bir Yahudi...
Elinde "Bu Yahudiler özgür Filistinden yanalar" yazan bir pankartla Londra'daki bütün protestolara katılıyor.
Şöyle diyor Kapos: "ABD'li cesur öğrencilere mesajım açık; asla pes etmeyin, devam edin. Uzun vadede galip geleceğiz. Holokost tecrübemizin Siyonistler ve İsrail devleti tarafından bugünkü soykırıma kılıf olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz."
Kapos'un dediklerine bakarken düşünüyorum da...
İçine girdiğimiz dönem öyle ya da böyle bir zihin temizliğine de yol açacak...
Belki de geçen yüzyılın bütün tarihsel kurguları birer birer çözülecek...