Oturduğum semt ve civarında kendi çapında bir afet yaşandı.
Balkon kapısının dibine havlu ve bezlerle set yapıp içeri sular girerse diye iki saat nöbet tuttum.
Yağmurun şiddetine dayanamayan gözümün bebeği söğüt ağacı gürültüyle devrildi.
Az sonra öğrendim ki, aşağı semtte iki dere taşmış, dükkânları dize kadar su basan esnaf çıldırayazmış...
***
Bunu daha önce de yaşamış mıydık?
Bu semtte birkaç yılda bir de olsa evet!
Ama içimizde yine o aynı
"kışkırtılmış" his...
Bu olağanüstü bir şey; değişiyor her şey,
iklim bozuluyor hissi...
Oturdum, pandemi sıralarında okuduğum ve dijital ortamda sakladığım makaleleri bir daha okudum.
Sonra da buraya bir iki notumu aktarmaya karar verdim...
***
İki yıldır pandemi sadece pandemi değil deyip duruyorum ya...
Sanki bir el 2020'de bütün tetikleri çekmiş...
Yale'in meşhur "kasırgalar uzmanı"
Jafe Masters da aynı kanıda...
Liste çıkarmış...
Atlantik kasırga sezonu ortalaması 12 fırtına, 6 kasırga, 3 büyük kasırga iken,
2020'de tablo birden değişmiş; 30 fırtına (rekor sayılıyor), 13 kasırga, 6 büyük kasırga yaşanmış.
Tam pandemide sanayi, ulaşım vesaire durdu, karbon salımı yüzde 9 oranında düştü diye sevinecekken...
O da ne?
Ortalığı çok ama çok geniş çaplı orman yangınları sarmış. Orman
yangını demek, normalin çok üzerinde karbon
salımı demek, malum.
Çin'deki muson mevsiminin bu kez
"tarihin en yüksek hasarını veren sel"le sonuçlanması da unutulmamalı. 32 milyar dolarlık bir hasar...
Benzeri Çin'de daha önce sadece
1998'de yaşanmış.
Kuzey Buz Denizi bölgesindeki buzlar 15 Eylül 2020'de tarihin ikinci yüksek erime seviyesine ulaşmış. Böylece bu deniz görülmemiş biçimde hareketli gemi trafiğine sahne olmuş; çünkü 112 gün açık kalmış.
***
Tam bu ve benzeri makalelere göz atarken "dijital çekmecem"de bir başka yazı karşıma çıktı: "Modern Savaşın Bir Başka Yüzü: Bir Silah Olarak Hava Durumu."
Yazıda ABD Hava Kuvvetleri'nin 2025 hedefleri raporundan söz ediliyor.
Raporu hazırlayanlar "2025'te hava bizim olacak" diyormuş.
Bunu da not düşeyim dedim...
Öylesine...
***
NOT DEFTERİ
Bazı şeyleri hep söylemek istiyoruz, karşımızdaki bakalım dinlemek istiyor mu diye hiç düşünmüyoruz! (KEMAL TAHİR / Yol Ayrımı)