Sandıktan Trump çıktığında yer yerinden oynamıştı. Trump'ın söylemleri ezber bozacağını gösteriyordu. Obama giderayak Rus diplomatları sınır dışı ederek, Rusya'ya yönelik saldırgan tavrını gösterirken, Donald Trump Moskova'ya "merak etmeyin, geliyorum az daha bekleyin" mesajı veriyordu.
Yine Obama giderayak Suriye'de PKK uzantısı PYD terör örgütünün silahlandırılması için yasa çıkarırken ya da FETÖ konusunda topu yeni yönetime atarken, Trump'ın Ankara'ya gönderdiği mesajlarda da ılımlı bir hava vardı.
Trump küresel düzene karşı tavrıyla küresel sermayenin hedefi olmuştu. Amerika'daki derin devlet, AB'nin tamamı Trump'a karşı Amerikalıları ayaklandırıyordu. ABD'nin yeni başkanına yönelik görülmemiş bir öfke patlaması yaşanıyordu.
Bugün bile hala Amerika'da yargının hedefinde Trump var. Rusya ile ilişkileri, Rusya'nın ABD seçimine müdahalesi, Trump'ın hukuk tanımazlığı vs tüm bunlar ABD Başkanının başının belada olduğunu gösteriyor hatta görevden alınması bile sık sık gündeme geliyor.
Trump'ın bir çok vaadi bürokrasiye takıldı, yasa tasarıları kabul edilmedi, aldığı kararlar veto edildi, bir çoğu mahkemeyle bozuldu, onaylatamadığı bakan ve danışmanları oldu.
Trump konuşmaya devam etti, istifini hiç bozmadı, söylemlerinde geri adım atmadı, engellemelere rağmen meydan okumayı sürdürdü.
Peki 8 Kasım 2016'dan bu yana Trump cephesinden dağıtılan mavi boncuklara ne oldu?
Bunun cevabını geçen hafta Rusya Devlet Başkanı Putin'in ağzından duyduk.
Obama gitmeden evvel ABD'deki Rus diplomatları sınır dışı ettiğinde Moskova'da intikam sesleri yükseliyordu. Putin, Obama'ya yanıtı Trump'ı bekledikten sonra vereceğini söylemişti.
Geçen hafta o yanıtı verdi, Rus diplomatlara karşılık Rusya'daki ABD'li diplomatları sınır dışı etti.
Hemen sonrasında ABD, Rusya'ya yeni yaptırım kararı aldı, Trump'ın o kararı istemeye istemeye imzaladığı duyuruldu. Rusya Başbakanı Medvedev, ABD'nin ticari savaş ilan ettiğini açıkladı.
ABD-Rusya ilişkilerinde son 31 yılın en gergin günlerinin başladığına dikkat çekildi.
Rusya için Trump bir hayal kırıklığı mı yoksa değil mi, tam olarak emin değiliz. Ama şu bir gerçek ki Putin, tüm planlarını Trump üzerine kuracak kadar tecrübesiz bir lider değil.
Benzer durum Türkiye için de geçerli. Türkiye Trump'ı beklerken, fazla yorum yapmamış, sessiz bir diplomasiyle beklemişti.
Verilen sözler yerine getirilmedikten sonra Trump'ı suçlamak ya da tam aksini yapmak yersiz.
Türkiye de tıpkı Rusya gibi Trump'lı planlar yerine genel olarak ABD'nin saldırgan politikalarının önünün nasıl kesileceği yönünde hamleler üretmeyi tercih eden, bunu bir dış politika geleneğine dönüştürebilen bir güç.
Obama döneminde PYD terör örgütüne silah desteği kararı alınmıştı. Silahları dağıtmak ise Trump'a nasip oldu. Trump yönetimi ilk önce bu silah yardımının Obama'nın aldığı karar doğrultusunda yapıldığını söylemişti. Sonra Rakka operasyonu başlatıldı, PYD teröristleri sahaya sürüldü, DAEŞ'in uçağı, helikopteri yoktu ama PYD teröristlerine DAEŞ teröristleriyle mücadele etsinler diye uçak savarlar gönderildi, 900 tır dolusu ağır silah sevkiyatı yapıldı.
Obama'nın PYD'yi yücelten danışmanı Brett Mcgurk, Trump tarafından da görevlendirildi. Terörist sözcüsü Mcgurk, Türkiye düşmanı çizgisini İdlib'e kadar götürdü, ağır silahlarla donattığı PYD teröristleriyle Rakka'dan sonra İdlib'te, Türkiye sınırında yeni bir müdahale yapacaklarının sinyalini çakmaya başladı.
Suriye'deki Türkiye karşıtı ABD politikası, Obama'nınkinden daha etkin bir hale büründü. Obama dönemindeki üst aklın Suriye sınırında Akdeniz'e kadar oluşturmaya çalıştığı PYD terör koridoru planının, tıkır tıkır işlemeye devam ettiğini görüyoruz.
Bu işlerden ister Trump'ı da sorumlu tutun, ister ayrı kefeye koyun, ABD'nin Suriye politikasında değişen bir şey yok. O halde Türkiye'nin de yok.