Musul 2014'te DAEŞ tarafından işgal edildi. 17 Ekim 2016'da Musul'u kurtarma operasyonu başlatıldı.
Ramazan'a kadar bitireceği açıklanmıştı ancak bitmedi.
Musul'da yaklaşık 1,5 milyon nüfus vardı. Çoğunluk Sünni-Arap'tı.
ABD Ekim ayında operasyona katılacakların listesini hazırlarken, yerel güçleri son sıraya bıraktı.
Bu operasyona mezhepçi farklılıkları ön planda tutan Haşdi Şabi militanları bile ön safta katıldı.
Musul şehrinin ortasından Dicle nehri geçiyor.
Önce doğu yakaya operasyon başlatıldı ardından batıya.
700 bin insan evsiz kaldı, mülteci konumuna düştü.
5 bin sivil, hayatını kaybetti.
Musul'da DAEŞ işgalindeki sivilleri kurtarma operasyonu, siviller için faciaya dönüştü.
ABD savaş uçakları bir çok kez yanlışlıkla sivilleri bombaladı.
Mart ayında yine DAEŞ teröristleri diye sivillerin evi vurulmuştu, Pentagon 101 sivilin katledildiği o saldırıyı geçen hafta teyit etti.
Musul operasyonunda sona yaklaşıldı. Ancak hala bitmedi.
Musul'da bir çok yerde su bulunamıyor, ortasından Dicle nehri geçen bu tarihi şehirde bir litre suyun fiyatı 8 dolara çıkmış.
Musul operasyonunda torbanın ağzı açık bırakıldı. Yani DAEŞ teröristleri doğu yakasına yönelik operasyonda açılan koridorlardan kaçıp, batı tarafına geçti. Ya da o koridorları kullanıp Irak'ın Suriye'nin farklı şehirlerinde ortaya çıktı.
Yani teröristler öldürülmedi, kaçmalarına olanak sağlandı.
Böyle olunca Musul'da terör bitse, Kerkük'te başlar oldu.
Şimdi benzer durum Rakka için geçerli. Irak'ta Musul DAEŞ'in kalesiydi, Suriye'de de Rakka.
Musul'dan kaçan teröristler Rakka'ya bile geldi.
Musul'da siviller vardı, Rakka'da da var.
Musul'daki sivillerin çoğunluğu da Sünni-Arap'tı, Rakka'daki siviller de öyle.
Musul operasyonunda Haşdi Şabi militanlarını sahaya sürdüler, Rakka'da PYD teröristlerini.
Bir çok benzerlik var.
ABD PYD teröristlerine üçüncü silah sevkiyatını da yaptı.
Rakka için son hazırlıklar gerçekleştiriliyor.
Rakka da Musul gibi DAEŞ'ten kurtarılacak.
Ama sonrasında terör örgütleri başka şehirlerde ortaya çıkacak, kısır döngü devam edecek.
DAEŞ ile mücadele işini gerçek anlamda yapan tek güç var o da Türkiye.
Azes-Cerablus hattını DAEŞ'ten kurtardı, PYD-PKK teröristlerinin o bölgeye girmesini de engelledi.
Azez-Cerablus arası güvenli bölge oldu, Suriyeliler mülteci sıfatlarını bırakıp kendi topraklarında yıllar sonra ilk kez güvenli şekilde yaşama fırsatı buldu.
Türkiye bugün Suriye'de askeri faaliyetler yürütüyor.
Musul'da çizilen kara tabloya rağmen Musul operasyonunun başında dışarda tutulmamıza rağmen Türkiye Musul'un yarınına da kayıtsız kalmadı.
Musul operasyonu öyle ya da böyle bitecek, bittiğinde o topraklar, adı DAEŞ olmayan başka teröristlere peş keş çekilmesin diye Türkiye o toprakların gençlerinden oluşturulan silahlı güçleri eğitti, Musul operasyonuna dahil etti, Ninova muhafızları operasyon sonrasında Musul şehrinde de bazı bölgelerde tasarruf sahibi olacak.
Yarın Rakka'da hangi felaket senaryosu yazılırsa yazılsın, Türkiye'nin de kendine ait bir senaryosu var.
Evet Irak'ta, Suriye'de çok fena dolaplar çeviriyorlar ama Allah'tan oraları boş bırakan bir Türkiye yok.