İsrail ile Filistin arasında yaklaşık 3 yıldır askıda olan barış görüşmeleri Amerika'nın ısrarlı çabalarıyla yeniden başlıyor. Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry'nin geçen hafta yaptığı Ortadoğu turunun ardından görüşme takvimiyle ilgili hazırlıklar başladı.
Müzakereler başlayabilir ancak bu durum barışın sağlanacağını asla göstermez. Zira mevcut sorunlar barış görüşmelerinin bile başlamasına engel.
Peki görüşmeler başladığında neler konuşulacak? Öncelikle Filistin'in şartları belli. 1967 sınırlarına dönülmesi, Kudüs'ün başkent olduğu Filistin Devletinin kurulması ve mülteci sorununun çözülmesi.
İsrail'in bu taleplere vereceği yanıt ise neredeyse şimdiden belli, hepsine birden "hayır".
Filistin'in ilk şartı 67 öncesi sınırlara dönülmesi. İsrail 1967 Haziran ayında 6 gün savaşları sonunda Kudüs'ü işgal etmişti. Bugün Filistin tarafı işgal sınırlarının öncesine dönülmesini istiyor. Ancak İsrail Başbakanı Netanyahu bu konuda kesin tavrını Kerry ile görüşme sürecinde dile getirmiş ve 67 sınırlarına dönülmesinin imkansız olduğunu vurgulamıştı.
Bununla birlikte Kudüs'ün başkent olacağı bir Filistin Devleti konusunda da İsrail'in tavrı çok net. İsrail, Kudüs'ün bölünemez olduğunu savunarak bu talebi de reddediyor.
Bir diğer konu mülteci sorunu. 1948 ve 1967 dönemlerinde bugün İsrail sınırlarında yer alan şehirlerdeki yüz binlerce Filistinli sürgüne gönderildi. Şu an Batı Şeria, Gazze, Suriye, Lübnan ve Ürdün'de yaklaşık 5 milyon Filistinli mülteci var. Filistin yönetimi barış görüşmelerinde bu mültecilerin eve dönüş haklarının verilmesini istiyor. İsrail ise ilhak ettiği toprakları geri vermeyeceği için bu talebi de peşinen reddediyor.
Zaten görüşmelerin başlayacağı konusunda haberler çıkmasına rağmen New York'ta gergin bir hava var. BM'de Filistin büyükelçisi Riyad Mansur ile İsrail'in BM temsilcisi Ron Prosor'dan soğuk rüzgarlar estiren açıklamalar geldi.
Filistin elçisi İsrail'in yerleşim birimi inşaatlarına devam ederek, Filistinlileri evlerinden edip yerine ırkçı Yahudi yerleşimcileri getirdiğini ve böylelikle terör ortamı oluşturduğunu söyledi. Filistinli Mansur'un sözlerine İsrail'den sert tepki geldi. Prosor, Filistinlileri tek taraflı olmakla suçladı.
Özetle Mahmut Abbas yönetimi, bu şartlardan taviz vermedikçe barış görüşmeleri sonuçsuz kaldı. İsrail ise Filistin tarafını taviz vermeye zorlayacaktır. Bu aşamada Gazze'de 2 milyon Filistinlinin sorumluluğunu üstlenen Hamas yönetiminin de bu görüşmelere katılması şarttır. Aksi takdirde müzakereler kadük kalmaya mahkumdur.