Batı'da İran algısı değişiyor gibi. İran'da düne kadar "İsrail'i haritadan silelim" diyen Ahmedinecat vardı şimdi ise ılımlı mesajlarıyla ön plana çıkan Hasan Ruhani Cumhurbaşkanı seçildi.
Seçimde 6 aday yarıştı. Beşi Ayetullah Hamaney'e yakın isimlerdi. Rakip ise reformcuların destekliği Ruhani'ydi. 2009'dakinin aksine bu kez reformcuların dediği oldu ve Ruhani sandıktan galip çıktı hem de ilk turda yüzde 50 barajını aşarak. Bu sonuç Amerika ve Batı'da memnuniyetle karşılandı.
Gözler hemen İsrail'e çevrildi. Netanyahu hükümeti ilk günlerde temkinliydi. Amerika gibi Ruhani'ye iyi gözle bakmıyordu. Hatta İran'ı Cumhurbaşkanının değil Ayetullahların yönettiğini örnek göstererek, "ha reformcu ha muhafazakar fark etmez" görüşündeydi.
Aynı günlerde İsrail gazetesi Ahronot manşetten bir haber geçti. 1994 yılında Arjantin'de Buones Aires'te 85 Yahudi'nin öldürüldüğü bir saldırı yaşanmıştı. Ahronot gazetesi, o saldırıyı organize eden İran hükümetine bağlı komisyonda Hasan Ruhani'nin de yer aldığını yazdı.
Gazetenin bu iddiası birkaç gün sonra yalanlandı. İsrail medyası bu kez "Ruhani'nin Arjantin'deki saldırıyla ilgisi yokmuş" tekzibini yayınladı.
Ve geçen Çarşamba günü. Ahronot gazetesi yine bir manşet attı. Bu kez 1986 yılından. 30 Ağustos 86'da İran Cumhurbaşkanı Rafsancani'nin sağ kolu olan ve parlamento başkan yardımcılığı görevi yapan Hasan Ruhani'nin İsrailli bir ajanla yaptığı gizli görüşmenin ayrıntılarını yayınladı.
Ruhani o görüşmeye Amerikalı bir diplomatla buluşacağını zannederek gitmiş ama karşısındaki isim dönemin İsrail Başbakanının kontro terör danışmanı olan Amiram Nir'miş. Nir yanındaki dinleme cihazıyla Ruhani'yle yaptığı görüşmeyi kayıt altına almış.
Ruhani o görüşmede Amerikalı sandığı İsrail ajanına Ayetullah Humeyni'yi şikayet ediyor. Tabiri caizse "bizi bu adamdan kurtarın" diyor. Bunun için yol gösteriyor, "Hamaney'e gücünüzü gösterirseniz o zaten korkar kaçar" diyor.
Özetle İsrail gazetesi, Ruhani'nin İran'da İsrail düşmanı olan Ayetullahların karşısında durduğunu söylüyor. Yani "biz İran'da mollalardan rahatsızız, İran'ın yeni Cumhurbaşkanı da rahatsız" portresini çiziyor.
Sonuç olarak Ortadoğu'da yeni bir döneme girildiği kesin gibi duruyor. İran'daki bu değişim sadece bir lider değişikliği değil, eldeki veriler "tehlikeli İran" algısının da değişime gireceğini gösteriyor.
