Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Yargıdaki kastlaşma nasıl çözülebilir?

Bir aksilik olmazsa yeni, demokratik anayasa tartışmaları ve önerileri yeniden gündeme gelecek. Bu bağlamda yüksek yargının da yeniden düzenlenmesi gerekiyor.
Peki, birkaç gündür burada ele aldığım "yargı tarafsızlığı" ve "yargı bağımsızlığı" meseleleri açısından baktığımızda... Yüksek yargı nasıl şekillenmeli?
Önce şunu apaçık belirteyim:
Yargı tabii ki bağımsız olmalı.
Kuvvetler ayrılığı ilkesi gereği; asker de, siyasetçi de, yargının işleyişine burnunu sokmamalı, ne karar vereceğini söylememeli. Bunu sağlamaya yönelik her türlü tedbir alınmalı.
Ancak bugün yüksek yargıyla ilgili şöyle bir sorunla karşı karşıyayız:
Yüksek yargıyı oluşturan kişilerin çoğunluğu, belli bir inanç ve siyasi/ideolojik görüş sahiplerinden oluşmuş durumda.
Bunu verdikleri kararlardan ve yaptıkları açıklamalardan anlıyoruz:
Eğer son derece tartışmalı bir kararda ya da açıklamada ilgili yüksek yargı organını oluşturan kişilerin çoğunluğunun, hatta (bazen) hepsinin imzası varsa... Bu durum apaçık bir kadrolaşmayı gösterir.
Yani yüksek yargı; neredeyse tek sesli, tek bakışlı, tek inançlı hale gelmiş durumda.
Bunun nedeni, kullanılan göreve getirme sistemi: "Sen beni seç, ben seni seçeyim" diye özetlenebilecek bu mekanizma yüzünden kadrolar belli zihniyette hukukçularla doluyor.
Tabii bu hukukçuların aldığı kararlar büyük tartışmalara yol açıyor. Ve dikkat ederseniz onlar da her tartışmada, "yargı bağımsız olmalı" diyorlar.
Bu savunma, "kararlarımıza boyun eğin, tartışmayın, protesto etmeyin" demenin ve aynı zamanda, yargıdaki kadrolaşmayı gizlemenin bir başka şekli.
"Kadrolaşma" diyorum ama olay daha da vahim: Bir "kastlaşma" var oralarda. (Kadrolar değişir ancak kast değişmez.)
O halde bu yapıyı dönüştürmek gerek.
Peki, yargı bağımsızlığına halel getirmeden ve partizanlık yapmadan bu kastlaşma nasıl çözülür?
Onun yolu belli. Avrupa ülkelerinde olduğu gibi... Yüksek yargıyı oluşturan yargıç ve savcıların bir kısmı, farklı organlarca göreve getirilmeli.
Mesela Meclis ve barolar o koltuklara üyeler göndermeli. (Tabii belli niteliklere sahip olmak şartıyla...) Böyle bir yöntemle tek sesli, tek bakışlı, tek ideolojili yargının önü alınabilir.
Toplumun değişen duyarlılıkları yüksek yargıya da yansıyabilir

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA