Bazı olaylara şaşıranlara, şaşırıyorum.
Örneğin 12 Eylül 1980 darbesinin başı olan Org. Kenan Evren, Harp Okulu öğrencilerine, politikadan uzak durmaları gerektiğini söylemiş.
Hem de ne zaman? Darbeyi gerçekleştirdikten sadece 18 gün sonra.
Arkadaşlar arşivde tozlanan bu bilgiyi okurlarına, "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" edasıyla duyuruyor. Halbuki o konuşmada şaşacak hiçbir yan yok.
Çünkü askeri zihniyet en çok sivillerden değil, kendi silah arkadaşlarından çekinir.
Siville ilişkisinin (genel anlamda) eşitsiz olduğunu bilir. Elinde silahı olduğu sürece, sözünü kabul ettireceğini düşünür.
Diğer askerden ise korkar. Çünkü onun da elinde kullanacağı bir silahı vardır. Son sözü ("Ah, vuruldum") kimin söyleyeceği belli olmaz.
Bu yüzden darbe yapan komutanlar, en kısa sürede kendi kamuoylarına dönerek, "Aman siyasete bulaşmayın" demişlerdir.
"İyi de sen niye bulaştın" itirazına karşı da daima sivilleri suçlamış, "Onların yüzünden oldu, mecbur kaldık" uydurmasına başvurmuşlardır.
Bu sözün çevirisi şudur: "Siyaseti üst düzey komutanlar yapar. Bizim seviyemize ulaşana dek sabredin; disiplini bozmayın, emirlere uyun."