Erol Solak, 1994'te Akçakoca Belediye Başkanlığı'na seçilmişti... ANAP'tan. Başarılı oldu. 1999'da tekrar seçildi. Ve 2002 milletvekili seçimlerinden önce Mesut Yılmaz, onu çağırdı: - Belediye Başkanlığından istifa et... Seni Düzce'den milletvekili aday listesine koyacağım. Erol Solak "artık ANAP'ın gerilediğinin" farkındaydı. Ama "partiye sadakat her şeyden önce gelir" dedi ve: - Başüstüne efendim... Yarın sabah Belediye Başkanlığını bırakıyorum. Ve bıraktı... Aday oldu... Sonrası malum. Erol Solak şimdi "kendi işiyle" uğraşıyor. Fındık fabrikası, akaryakıt istasyonu, diğer işleri var. Erol bey... O akşam neler oldu? - İş için Diyarbakır'a gitmiştim... Döndüm... Ailece oruçluyduk... Ezan okundu, açtık... Sonra ortalık karıştı. - Neden? - İftarın ortasındayken, ezan bir daha okunmaz mı? Hoca, Allahu ekberin, A'sını okurken, ben mesela "Allaaah" diye bağırmışım... Hemen sokağa fırladım. - Sokakta ne vardı? - Herkes "Aaaa... Allah, Allah... Aaa" diye bağırıyordu. - Sonra? - Sonrası yok... Tartırması günlerdir bitmedi... Ama ben kaza orucu tutmam. - Neden? - Ben oruca, Diyarbakır'da niyet etmiştim... Eğer iftar saatini de Diyarbakır'a göre hesaplarsam, benim bir noksanım yok.
***
Seneler önce de Rize'de bir hoca, ezanı erken okumuştu. Ve Diyanet İşleri "bütün Rizeliler bir gün kaza orucu tutacak" demişti. Akçakoca'da Rizeli çok. Bir gün, Belediye Başkanı Erol Solak'a gelmişler: - Başkan biz Rizeliyuk... Biz de kaza orucu tutacağuk. - İyi de siz Rize'de oruç tutmadınız ki... Siz, orucu erken açmadınız ki... Kaza orucu gerekmez. - Başkan sen mi daha iyi bileceğsun, yoksa Diyanet İşleri Başkanı mı?... TV'de ne dedi biley musun?.. Bütün Rizeliler tutacak dedi... Amerika'da bile olsan, Rizeli misun, kaza orucu tutacağsun.
***
Erol Solak bu "fıkra gibi olayı" anlattı ve.. Devam etti: - Şimdi müftü "bütün Akçakocalılar kaza orucu tutacak" dedi ya... Almanya'ya giden bazı Akçakocalılar telefonla arıyorlar: Ha biz de tutacak muyuk?