Ahmet Çetin... Garson. Bolu doğumlu... 27 yaşında. - Ahmet... Ezanın erken okunduğu akşam, ne yaptın? - Besmele okudum ve bir bardak su içerek, orucumu açtım... Sonra hemen müşterilere servise başladım. - Sonra? - Biraz sonra bir ezan daha okunmaz mı?.. Hepimiz donduk kaldık... Müşteriler, birbirine bakıştı... Kimse ne olduğunu anlayamadı. - Şimdi ne olacak?.. Sen ne yapacaksın? - Günlerdir bunu düşünüyorum... Sonunda kararımı verdim. - Nedir kararın? - Kaza orucu tutacağım... Ramazandan hemen sonra. Tabii bana "tutma... Senin suçun yok" diyenler de var... Ama son kararım, tutacağım.
İbrahim Eren'in ifadesi: Kararsızım, arz ederim..
İbrahim Eren... 27 yaşında. Düzce'nin, Yığılca ilçesinden. Akçakoca-Diapolis Otel'de garson. - Efendim, müşteri çorbasını bitirdi... Salatasını yerken... Bu arada ana yemek servisini de yapmıştık... Hoca efendi Allahu ekber diye ezana yeniden başlamaz mı?.. Yemek, müşterinin boğazına takıldı... Hayretten, küçük dilimizi yutacaktık. - İbrahim... Ne olacak şimdi? - Efendim bu otele sizin gibi insanlar geliyor... Mühendisler, okumuş adamlar... Onlar bile bir karara varamıyorlar. - Ya senin kararın? - Bilemiyorum... Kaza orucunu belki tutarım... Şu anda kesin bir beyanda bulunamıyorum... Kararsızım efendim... Arz ederim.