Yemekten sonra çayı Akçakoca Kaymakamı Ali Uslanmaz'la birlikte içtik. - Kaymakam bey... O akşam... Ezanın erken okunduğu gün... - O gün adliyeye gitmiştim... Hakim ve savcı arkadaşlara, akşam birlikte olalım dedim... Oruçluydum... Ezan okundu... Orucumu açtım... Oruçlu olan diğer arkadaşlar da açtılar... Zaten, yemek yediğimiz yer caminin bitişiğiydi. - Sonra? - Az sonra ezan yeniden başladı... Herkes birbirine baktı... Benim bir açıklama yapmam bekleniyordu. - Ne dediniz? - Bana derhal hocayı bulun, müftüyü bulun dedim. - Sonra? - Müftüye dedim ki... Ezan okunmuş, millet orucunu açmış... Ne diye ikinci ezanı okutuyorsunuz? - Müftü ne dedi? - Efendim, dinen okutmam gerekiyordu... Aksi halde günaha girmiş olurdum dedi. - Sonra? - Yazılı talimat verdim: Bu konuda Akçakoca halkı aydınlatılsın... Ve hoca hakkında da soruşturma başlattım. - Hoca, savunmasında ne diyor? - Savunma için kendisine verilen yedi günlük süre dolmadığı için, bilemiyorum... Soruşturmanın sonucu henüz bana gelmedi.
***
- Kaymakam bey... Bize müsaade. - Hayır, bırakmayız, gidemezsiniz. - Ama eşyamız Bolu'da... Koru Motel'de... Gece orada kalacağız. - Size Akçakoca'yı gezdireceğiz... Anlatmamız gereken konular var... Sadece hoca efendi ve erken okunan ezanı yazamazsınız... Diğer konularımızı da yazın. - Öyleyse, yarın sabah yine geliriz. - Söz mü? - Söz.
***
- Sayın Ahmet Özdal... Müftü efendi diyor ki "Akçakocalılar, ramazandan sonra bir gün kaza orucu tutacak." Siz de tutacak mısınız? - Burada niyet esastır... Ezan esastır... Ben orucumu ezana göre açtım... Allah'a karşı vazifemi yaptım... Gerisini, ezanı yanlış zamanda okuyan düşünsün... Kesinlikle kaza orucu tutmam. - Tutmazsanız, günaha girmiş olacaksınız. - Ne münasebet efendim... Hangi yasada bu yazılı?.. Eğer bir günah söz konusu ise, hoca efendinin günah defterine yazılması gerekir.