Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

Nilüfer Vural: Ay inanmıyorum

Nilüfer Vural "çıtı, pıtı... Çok şirin bir hanım." Akçakoca, Diapolis Otel'in müdiresi. Yemekten sonra masamıza geldi: - Yemekte rahatsız etmek istemedim... İlçemize ve otelimize hoş geldiniz... Ah keşke gece burada kalsaydınız. - Sağ olun... Gece Bolu'da kalacağız. - Ama nedeen?.. Buna çok üzüldük. - Nilüfer hanım, oruç tutuyor musunuz? - Evet... Az önce açtım. - Ezanın erken okunduğu gün de oruçlu muydunuz? - Eveet. Cebimizden kağıt, kalemi çıkarınca, Nilüfer hanım "ay inanmıyorum" dedi: - Akçakoca'ya bunu araştırmaya mı geldiniz. - Evet. - Ay inanamıyorum... Ay çok ama çok teşekkür ediyorum. - Kime? - Ezanı erken okuyan hoca efendiye. - Neden? - Ay biz Akçakoca'mızın sesi ulusal medyada duyulsun diye neler yapmıyoruz ki... Ama tek satır bile yer alamıyoruz... Hoca efendi ezanı erken okudu ve Akçakoca bir anda meşhur oldu.
  
  ***
  
  
Akçakoca'da, özellikle de turizmciler, ellerinden gelse hoca efendiye "ezanı erken okuduğu için teşekkür plaketi" verecekler. Akçakoca'nın reklamını yaptığı için. Her yıl, temmuzun üçüncü haftasında "Akçakoca Uluslararası Turizm ve Fındık Festivali" düzenleniyormuş. Festival için "200 milyar lira" harcanıyormuş. Ama buna rağmen "Akçakoca, medyada yer alamıyormuş." Ama "hoca, ezanı erken okuyunca..." Turizmciler "zevkten dört köşe." Hepsi de aynı şeyi söylüyorlar: - 2004 yazında Akçakoca turizm patlaması yaşayacak.
  

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA