TRT Müzik kanalıyla ilgili çok ama çok şikayetim var. Ayrı yazı konusu yapacağım, hafta içinde. Bugünkü şikayetim özel..
Öğleden sonraları, benim evde divana uzanıp okuma saatlerimdir. Bu sırada da TRT Müzik'i açarım. Müziksiz ev, benim için "Ölüm"dür çünkü.. "Ölüm sessizliği" lafı nerden gelir?.
TRT Müzik de benim sevdiğim ve de başka yerde, başka kanalda bulamadığım türkülerimizi ve şarkılarımızı yayınlar. O yüzden hep o tıklanır.
Açtım kanalı. Uzandım divana.. Başucumda duran tüm gazeteler takımının en üstündekini aldım ki, kulağıma çok iyi bildiğim Yaşar Özel'in sesi takıldı.
Gençliğimizde tüm paralarımızı ağabeyimle Ankara gazinolarında bitirirken, dinlemeye doyamadığımız iki erkek solistten biriydi Yaşar..
Öteki de Mustafa Sağyaşar!. Yaşar'ı bu sene nisan ayında kaybettik. O artık sevenlerinin kalbinde yaşıyor. Mustafa ise, Allah uzun ömürler versin, adı gibi sağ yaşıyor.
Yaşar Özel hem de çok sevdiğim, hem de ne çok sevdiğim Nesimi'nin dinlemeye doyamadığım "Ben melamet hırkasını.." söylemiyor mu?.
Gazetem elimde kala kaldım.. Sonuna kadar dinledim.
O şarkı içinde "Sofular haram demişler/ Bu aşkın şarabına" dizeleri vardır. Bazı solistler ordaki "Şarabına" sözcüğünü "Şerbetine" diye okurlar.. Yaşar, ozanın yazdığı gibi söyledi, hakkını vererek..
Sonra devam etti. İşe bakın.. Sanki repertuarı ben yaptım..
"Yıldızların altında.. Kalamış.. O kadar yürekten çağırma beni.."
Gazete elimde kala kaldı. Bitti. Gazeteyi bıraktım. Kumandayı aldım, programı başa çektim. Oturdum bir daha başından sonuna dinledim..
Bir yandan özlem.. Bir yandan o şarkılar arasında geçmiş bir gençliğin anıları..
Anladınız mı şikayetimi..
TRT Müzik öğleden sonramı çaldı. Planlarımı alt üst etti. Kalan zaman içinde gazeteleri doğru dürüst okuyamadım. Gözden geçirdim sadece..
Işıklar içinde yat Yaşar!.
Teşekkürler TRT Müzik!.