Borusan bu ülkede kültür ve sanata en çok hizmet eden kurumların başında gelir. Özellikle de müziğe..
Haydarpaşa'ya elinde bir tahta bavulla inen, tanımak ve dost olmakla gurur duyduğum Asım Kocabıyık'ın yarattığı kurumdur o. Kocabıyık'tan vasiyettir adeta, sanata ve müziğe hizmet..
Semiha Berksoy, Türk operasının ilk sopranosu, tanıdığım, kardeş gibi dost olduğum, ne mutlu bana sahnede hem de defalarca da izlemek şansına sahip olduğum, dünyaca ünlü resim, tasarım, en çok da müzik sanatçısı..
İşte bu adı yaşatmak için, kızı, o da muhteşem sanatçı Zeliha Berksoy kardeşimin, annesi adına 2000 yılında kurduğu Vakıf.. 2010 yılında Opera Ödülleri vermeye başladı.
Bu yıl özel. Çok özel.. Çünkü onuncu yıl..
Zincirlikuyu Mezarlığı önünde yol kilitlenince, 100 metreyi, hatta 100 bile değil, 70, 80 metreyi tam 1 saat 10 dakikada geçince son anda Süreyya Operası'nın kapısından girdim..
Zeliha kapıda konukları karşılıyor..
"Nerde kaldın, meraktan öldüm" dedi.. Beni çekti öne doğru..
"Senin yerin birinci sırada" dedi..
"Şu kıyafetime bak. Bu kılıkta en önde, protokolde oturamam" dedim. Üzerimde şık, yeni, ama spor bir kılık var. Zeliha ısrar etti, ben direttim.
Ortalarda bir yere oturdum..
Niye veriyorum bu ayrıntıyı..
Çeşitli ödüller verildi. Sıra "Semiha Berksoy Özel Ödülü"ne geldi. Büyük Ödül..
Operaya, müziğe en çok hizmet eden sivil kuruma verilen ödül.. Ödülü vermek için Zeliha Berksoy bizzat sahnede..
Sunucu kazananı anons etti..
"Borusan Sanat!." Efsane Semiha Berksoy ile, Efsane Asım Kocabıyık Kurumu Borusan bir araya geliyor, onuncu yılda.. Yaşadığım ana bakar mısınız?.
..Ve birisi çıktı sahneye.. Altında yırtık pırtık blucin.. Yahu böyle Sertab Erener'le parka gidilir ancak..O da şarkıda..
Gerçek hayatta olmaz.
Perişan, yaka bağır açık bir gömlek..
Üzerinde, sanki orada buluşturup giydirmişler gibi iğreti, buruşuk, pis bir ceket..
Adam Borusan'ı, Asım Kocabıyık'ı temsil ediyor ve "Semiha Berksoy Büyük Ödülü"nü almaya geliyor..
İki tarafa da saygısızlığa, sanat adına, insanlık adına ayıba, utanca bakar mısınız?.
Zeliha değil, ben verseydim ödülü, plaketi ona uzatmam, kılığını görünce kürsüye koyar, "Gel burdan al" der ve inerdim sahneden.
Kimdi o adam (!) Zeliha?.
Kimdi o, kendi kurumunu da Semiha Berksoy adını da zerre umursamayan küstah, Zeliha?..
Geceyi öldüren, benim için bitiren "zavallı" kimdi?.
Beni bir daha böyle şımarık, küstah, böyle saygısız zavallıların içeri alındığı gecelere çağırma lütfen, olur mu?.
O geceyi böyle mi yazmalıydım ben?.