Bir Galatasaraylı olarak bu başlığı yürekten attığıma inanın.. Malatya'nın oynadığı ayıp futbola ve hakemlikten habersiz hakeme öyle öfkelendim ki..
O ne ayıp Malatya futboludur, başta kaptanları Adem Büyük, işleri güçleri hakemi aldatmak ve rakipten adam attırmak.. Durmadan kendilerini yere atıyorlar, yüzlerini tutarak..
Hele o yerde yatan (Tabii palavra) arkadaşını gösterip topu dışarı atacakmış gibi yapan ve Fenerbahçe savunması durunca, bomboş 18'e dalan baş sahtekar, Guilherme..
Hakemi aldatmaya teşebbüs, sarı kart suçu.. Ama ortada öyle bir hakem var ki, tekme sille rakip indirmelere bile kart çıkarmıyor. Çıkarsa Malatya, 7 kişinin altına düşer ve maçı hükmen kaybeder, öylesi.. VAR'a gidip de göz göre göre vermediği penaltı da ayrı..
Yetmedi.. Bir de, bugüne dek alkışladığım "Şu an için ülkedeki en iyi üç teknik direktörden biri" dediğim Erol Bulut da, futbol oynamaktan vazgeçtiğini ilan eden değişikliklerle Aleksic ve Ömer Şişmanoğlu'nu oyundan alınca.. Bu ikisi Fener savunmasını allak bullak ediyor ve çıkmalarını önlüyorlardı. Onlar kenara, savunma adamları yerlerine girince, nerdeyse kaleci Volkan bile yüklenecekti.
Böyle oynayan, böyle yönetilen Malatya'nın bir de böyle hakemle puan alması çok büyük haksızlık olacaktı.
Bu yüzden daha iki hafta öncenin Malatyalısı Sadık'ın muhteşem kafa vuruşu ile başlayan galibiyet golüne sevindim.
Ayni Sadık son saniyede bir duran top pozisyonunda boş kaleye giren topu da çıkaran adam oldu.
Fener'in bu kötü niyetli Malatya'yı, Malatyalı Sadık sayesinde yenmesi, İlahi ihtar değilse nedir?.
***
Hasta yatarken Öcal Ağbim Gözlem'deki sütununda "Yıldırım'ın çarptığı Fenerbahçe'yi Koç'un kurtaracağı sanılıyordu. Gücü yetmedi" diye yazınca mesaj atmıştım..
"Yıldırım bir daha çarpmasın diye Koç kurban ediyorlar işte!."
Malatya maçı, Koç'un kellesinin şimdilik yerinde kalmasını sağladı.