Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Olmaya devlet, cihanda..

"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi"
demiş Muhibbi..
Muhibbi, adıyla anılan divan sahibi bir ünlü şair.. En ünlü beyti de bu, ki ülkemde hemen herkes bilir.. Tabii "Muhibbi" diye bilmezler.. O şairin, şiirlerinde kullandığı isim, edebi terim olarak, Mahlas'ıydı.. Asıl adını dünya biliyor..
Kanuni Sultan Süleyman..
Daha çocukken, okula bile gitmezken, Babam'dan dinlemiştim. Aileye bütün çocuk hastalıklarını getiren ve kardeşleri yatıran kişi olarak, babamın bu dizeleri bana öğretmesi de doğaldı.
Kızamık, kızılcık, su çiçeği, boğmaca, kabakulaktan arka arkaya yatarken, babam, dünyaları fetheden Sultan'ın yatağa düşünce, Sultanlığın on para etmediğini anladığını ve sağlığın önemini ifade eden bu dizeleri yazdığını anlatmıştı..
Ailede, Kanuni'nin ne kadar haklı olduğunu her defasında kanıtlama görevini Yüce Tanrı bana vermiş nedense..
Hayatımın yarısı nerdeyse, çaresiz, perişan yatarken, bu dizeleri hatırlamakla geçti.
En son da işte bu..
Beni sizlerden ayıran uzun günler..
Domuz Gribi denen korkunç salgına yakalanmak görevi de bana düştü..
20 yaşında yakalansan neyse.. 80'de tutulunca felaket oluyor..
Bir halsizlik.. Bir iştahsızlık..
Bu grip denen nesnenin ilacı yok, ezelden beri.. Tam bişey bulur gibi oluyorlar, hadi değişime uğruyor.. Sarıyor gene dünyayı.. Tıp ezelden beri çaresiz..
Verdikleri.. C vitamini.. Ateş düşürücü.. Göğüse iner de, ciğerlerde tahribat yaparak bağışıklığı yok ederse diye de antibiyotik.. Ötesi..
İstirahat edeceksin..
Hastaneye gittim, öksürükten boğulur gibi olunca..
Testler yapıldı. Teşhis Domuz Gribi..Tedavi, aynen o.. Ateş düşürücü, ağrı kesici, C vitamini, antibiyotik. Ve de kesin istirahat..
İstersen etme.. Ayakta duracak halim yok ki.. Kuvvetlenmek için gıda almam lazım.. Çorba kaşığını ağzıma götürecek halim yok.. Zaten iştah da sıfır..
Yemek saatleri tam işkence anlarım.. Anlayın halimi..
Hayatımın seneleri hastane odalarında geçti. Askerliği 24 ay yaptım. İki sene.. Yapan kaldı mı?. Yetmedi.. Askerlikten fazlasını hastanelerde geçirdim.. Sayısını unuttuğum ameliyatlarla.. Bu yüzden ziyaret için bile hastaneye girmekten nefret ederim.
Kaşığı ağzıma uzatırken "Bak Hıncal ya bunu yutacaksın. Ya da hastaneye yatıp, serumla yaşayacaksın" diyordum kendi kendime de, o müthiş işkenceye(!) katlanıyordum.
Bu yazdıklarımın zerre abartısı yok.. Çok grip oldum, ama bu Domuz Gribi türü ilk.. Adını kim koymuşsa, doğru koymuş.. Tam bir "Domuz" bu virüs..
Sevgili okurlar,
Abartmıyorum, yoldan döndüm. Yaşayacak ömrüm, size bunları anlatma iznim varmış..
Anlatacağım, Domuz anılarımı.. Hoşlukları da var tabii.. Onları da.. Ama bugün, ezberinizde var belki benim gibi, ama orda kalmasın..
Beyninize çakın.. Sadece sağ ve sağlıklı olmanın ne kadar büyük nimet, ne muhteşem devlet olduğunu iyi anlayın diye tekrar ediyorum bugün!.
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA