Pazartesi öğleden sonra, Olağanüstü Divan Kurulu toplantısını Galatasaray TV'den izlerken, Galatasaray'ın nasıl talihsiz bir dönem yaşadığına bir kere daha şahit oldum.
Galatasaray'ın gelmiş geçmiş en kötü başkanı iş başında.. Mustafa Cengiz hiçbir şey bilmiyor. Bilmeyen susar oturur. Ama artık tanıyamaz olduğum kırk yıllık dostum Mustafa saçmalıyor. Sallıyor.. Ve bütün bunları, yakında dağıtılacak Oscar'ın adaylarını kıskandıracak rol kesmelerle yapıyor. Bildiği tek şey o.. Poz kesmek..
"Her şeyi ben bilirim, ben yaparım" diye kendi listesindeki en bilenleri kaçıran, kendi atadığı profesyoneller içinde emir kulu olmayanları şutlayan, bu işleri yaparken, özellikle Fatih Terim'in gücünü zayıflatmak için ona yakın olanları temizleyen Mustafa Cengiz bu. Terim'e dayanarak seçilen, ona dayanarak iş başında kalma hesapları yapan, ama bir yandan da Terim'i de kendisine mahkum etmek için perde arkası ve önünde cambazlıklar yapan Mustafa..
Olağanüstü Kongreyi 34 Divan üyesi istemiş, tüzüğe dayanarak..
"Şu yeniden yapılandırma nedir, hele bize bir anlatın" demişler..
Konu bu.. Sadece bu..
Poz makinesi kürsüye geldi ve yalan yanlış bir gazete haberini ciddiye alıp eski başkan Dursun Yarsuvat'a saldırarak, aklınca alay ederek lafa başladı. Divan Başkanı da "Konu bu değil" diye o saçmaları kesmedi. Mustafa'nın ağzının payını, kürsüye gelen Yarsuvat bizzat verdi sonunda.
Mustafa, "Yeniden yapılandırma nedir, bilmiyoruz" dedi. "Federasyona sorduk, onlar da bilmiyorlar" dedi.. Ve bilmediğini itiraf ettiği konuda bir saat konuştu. Ya maazallah bilseymiş?. Bak benim cahil ve öğrenme özürlü dostum.. Sana anlatayım ne olduğunu.. Oku, kes, cebine koy ki, bir daha saçmalama..
Kulüplerin, en başta da dört büyüklerin bankalara büyük borçları var. Ama ödemeleri mümkün değil..
Alacakları fevkalade şüpheli durumda olan bankalar devlete baş vurup yeniden yapılandırma istiyorlar.
Yani, bak Mustafa..
Yeniden yapılandırmayı isteyen borçlu kulüpler değil.. Devlet de değil. Alacaklı bankalar "Borçları yapılandıralım" diyen..
Bankalar Birliği duruma el koymuş. Kulüplerin gelirlerini incelemiş ve görmüşler ki, bugüne kadar olduğu gibi bir har vurup harman savurmaya engel olunabilirse, kulüpler borçlarını on yıl içinde kapayabilirler.
Bir "Yeniden Yapılandırma" planı yapmış Bankalar Birliği..
Yaparken de, zor durumdaki kulüplere bir de kolaylık tanımış..
"İlk dört yıl ödemesiz" maddesi konmuş ki, kulüpler biraz kendilerine gelsinler..
Yani yeni teminat, yeni temlik, yeni rehin falan yok. Kulüpler bugünkü gelir düzeyleriyle dört yıl sonradan ödemeye başlayarak borçlarını kapayabilirler.
Bu dediklerimin satırını Mustafa Cengiz anlattı mı?. Anlatamaz. Çünkü cahil.. Çünkü öğrenmeyi de beceremiyor. Ben meraklı gazeteci Hıncal Uluç hasta yatağımda öğreniyorum. Galatasaray'ın kaderini elinde tutan adam (!) öğrenemediğini itiraf ediyor Divan'da..
Peki, yeniden yapılandırma üzerinde anlaşıldı. Onaylandı. İmzalar atıldı..
Kulüplerin başına gelecek ve Dernekler Yasası'na göre tüm sorumlulukları "İbra" ile bitecek olan başkanlar, gene adlarını manşetlere yazmak, gene tribünlere ve sosyal medyaya yaranmak, gene oy almak için, o gelirleri, hatta fazlasını saçma sapan transferlere yatırırlarsa gene ne olacak?.
İşte onun freni var, projede ve bunun farkında olan tek kişi var, koskoca Galatasaray'da..
Taner Aşkın!.
Bankalar Birliği bir "Finansal Fair Play Kurulu (FFPK) " istiyor. Kulüpler bu on yıllık yeniden yapılandırma sürecinde, transfer isteklerini bu kurula bildirecekler ve ancak kurulun onayladığı transferleri yapabilecekler. Böylece giderler kontrol altına alınınca, gelirlerin bir bölümü borç taksitlerine ayrılabilecek.
FFPK, kulüp, federasyon ve Bankalar Birliği temsilcilerinden oluşacak.
Taner Aşkın "Bu kurulun oluşmasında çok dikkatli ve hassas olmamız gerek. Galatasaray'ı bitirebilirler" dedi, ama işin iç yüzünü kimse bilmediği için, ne dediğini ne Galatasaray Başkanı ve Yönetim Kurulu, ne Divan Başkanı, ne de üyeleri anlayabildiler.
Konuşan üyeler, "10 yıla yayılacak bir ödeme planı, gelecek yönetimleri de bağlar. Yeni gelenler, bu imzaları tanımak istemeyebilirler. Bu yüzden, Mustafa Cengiz Yönetimi tüm çalışmaları yürütsün, ama imza aşamasında işi Galatasaray Kongresi'ne getirsin. Son kararı kongre versin ki, gelecek yönetimler de bağlansın" düşüncesini dile getirdiler.
Mustafa bunu da anlamadığını gösteren saçma sapan bir konuşma daha yaptı ama, işe yaramadı. Divan, başkana rağmen tavsiye kararını müthiş bir oy çokluğu ile aldı.
Şimdi ne olacak?.
Ben Galatasaray'ın hali pür melalini yazdım.
Bu cahil, bu öğrenme ve anlama özürlü başkana, bu kulübün kaderi emanet edilir mi, edilmez mi ona Kongre karar versin!.