Artık takke düştü, kel göründü..
Neden?. Çünkü hele bu tabelacı medya ortamında iş skora da yansıdı..
Güneşi balçıkla sıvamaya kalkmayın Fikret Orman ve Şenol Güneş efendiler!.
Geçen gün Öcal Ağbim bir şaka yazmıştı.
Gökbilimciler, Güneş'e en uzak maddeyi keşfetmişler.
Ağbim "Hemen dalmış habere" diyor..
"Güneş'e en uzak olan Fikret Orman mı, diye?." Beşiktaş ikinci yarıda Şenol Güneş'le gitmez.. Bu kadar geniş, bu kadar imkânı bol bir kadrodan, işte ilk yarının sonuna geldik, hâlâ istikrarlı bir 11 kuramayan, hâlâ hiçbir Beşiktaşlı'ya (Bizim 90a'daki Güven Taner dahil) "Bir ilk 11" saydıramayan, o tüm hesaplarını, kim olursa olsun "Korku" üzerine yapan Şenol Güneş'ten köy de olmaz, kasaba da.. Bir de Milli Takım'a gidecekmiş.. Aman!. O gelecekse, Luce kalsın daha iyi..
Ama asıl önemlisi, iş başında kalabilmek için elinden geleni yapan, en başta da Şenol Güneş'ten kurtulmak isteyen Fikret Orman'la hiç olmaz.
Peki, madem istemiyor, niye değiştirmiyor?.
Korkuyor da ondan. Şenol'dan sonra işler daha da sarpa sararsa, işte Ali Koç örneği ortada, ne yapar?. Onun için Şenol'u atmıyor, ama ayrılması için elinden geleni yapıyor.
O zaman "Kendi gitti, ben ne yapayım" diyecek ya..
Başkanı, hocasının kuyusunu kazan kulüpten hayır gelir mi?.
Bakmayın.. Bugün başlarlar ikisi de yalanlamaya, "Aramızda bir şey yok" demeye getirecekler..
Ama boşa kürek çekerler.. Beşiktaş camiası artık gerçeklerin farkında.. Neyin ne, kimin kim olduğunu iyi biliyor..
İş Beşiktaş Divan Kurulu'na düşüyor.
Kongre Çağrısı yapma işi!.
Acil!.