Klasik Sabahlar Kahve Konserleri, pazar sabahları tiryakiliğim oldu artık!. Gene koştum tabii, Kadıköy'ün Karaköy/ Eminönü iskelesine.. Yalnız bu defa girerken hemen sağdaki büfede bir tabela dikkatimi çekti..
"Lütfen kâğıt bozuk para sormayınız!."
Bende her şeyi merak etme merakı var ya!.
Gittim büfeciye sordum, "Kâğıt Bozuk Para ne demek" diye.. Karşıyı gösterdi.. Yan yana dizilmiş sarı sarı otomatik bilet makineleri.. İstanbul Belediyesi bu otomatları koymuş ama bir kurnazlık var. Makine kâğıt parayı alıyor, bileti veriyor, ama paranın üstünü vermiyor. Yani 10 liralık bilet aldınız, 100 lira soktunuz deliğe.. Üstü belediyeye bahşiş.. 50 soktunuz, üstü kaldı..
Yanında tam kâğıt para olmayan ne yapıyor?. Karşıda büfe..
"Şunu bozar mısınız lütfen!."
Büfeci kafayı üşütmek üzere iken bu tabelayı asmış..
Yahu önde biri, simitçi tezgâhı gibi bir şey koysa ve üzerine "5 liraya para bozulur" yazsa, zengin olur, valla!..
Bu arada Konser.. Dünya Kadınlar Günü ya..
Kadın Bestekârlar.. Dilhayat Kalfa'dan başladılar, Neveser Kökdeş'ten bitirdiler gene üç İTÜ Konservatuarı öğrencisi. Soprano Rabia Saklı, kemençe Ömer Aşçıoğlu ve ut Paşa Güven..
Harika sabah, sözü de müziği de Neveser Kökdeş'e ait çok sevdiğim şarkıyla bitti.. Öyle alkışlandı ki, bir daha geldiler. Ayni şarkıyı bir daha söylediler.
Dünya Kadınlar Günü Konseri'nin final şarkısı şöyle başlıyor..
"Bahar pembe beyaz olur
Güzeller neşeli olur
Amân âh amân güzel gözlü civân." ..
Ve de bakın nasıl bitiyor.. Unutmayın yazan da besteleyen de kadın, şarkıyı..
"Yolunu gözlemekten
Yıllarca beklemekten
Âh amân amân yandım hâlim yaman.."
Nedir yani, bu kadınların erkeklerden çektiği?.