Semih Kaplanoğlu ile hiç tanışmadım. Ama sinemasını alkışladım. 2010'da Berlin'de Altın Ayı ödülü alan Bal filmine bayılmış, köşemde de ballandıra ballandıra yazmıştım.
Sinema eleştirmenleriyle birleştiğim ender filmlerdendi Bal..
Bizim eleştirmenler, belki de öyküsünü Kutsal kitabımızdan aldığı, belki de Kaplanoğlu'nu bekledikleri kadar solcu bulmadıkları için Buğday'dan uzak kaldılar.
Köşe yazarları da pek değinmedi. Buğday medyada hem de nasıl fazlasıyla hak ettiği yeri almadı. Oysa ne kadar ilginç bir tartışma konusuydu.
Adana Film Festivali'nde Buğday ile En İyi Yönetmen seçilen Kaplanoğlu, ödülünü almak için sahneye geldiğinde, sunucu Meltem Cumbul'a elini uzattı, ama Cumbul akıl almaz bir jestle eli sıkmayıp arkasını döndü.
Efendim, ayni fikirde olmadığı insanın elini sıkmazmış.
Kaplanoğlu da "Bu bir faşizmdir" dedi.
Leyla İpekçi'yi Gelişim günlerinden tanırım. Ben Erkekçe'yi yaparken, o Kadınca'daydı. Sonra Sabah gurubunda beraber olduk. Çok severim hâlâ..